Geçen haftasonu bir kafede, telefonun şarjını doldurmak için prize yakın bir masayı iki kişiyle paylaştım.

Aynı masada oturunca doğal olarak sohbet başladı.

Muhammed ve Mansur, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ta yaşıyorlar. 

Hem eğitim hem tatil amaçlı sık sık Londra’yı ziyaret ediyorlar.

Hiç bilmediğim bir ülke hakkında merak ettiğim o kadar çok şey var ki;

Baktım sorularımdan rahatsız olmuyorlar biraz daha ileri gidip çantamda hazır bekleyen defter ve kurşun kalemi masanın üzerine koyuyorum.

İlk olarak sorduğum soru;

Sahi her hırsızlık olayında suçlunun eli kesiliyor mu?

İkisi birbirlerine bakıp gülümsüyorlar ve henüz sokakta eli kesik kimseyi görmediklerini söylüyorlar. Sonra tabii açıklama geliyor.

Hırsızlık yapan kişi itiraf etmediği taktirde hiç bir şekilde bu cezanın gerçekleşemeyeceğini ve bugüne kadarda itiraf edene pek rastlanmadığını söylüyorlar.

Şeriat’la yönetilen Suudi Arabistan’da ölüm cezası da şöyle işliyormuş;

Cezayı hakimden çok aileler veriyor.

Bir ölüm olayında katil, ya aileye büyük bir para ödeyecek ya da ölüme mahküm edilecek, yani hükmü cinayete kurban giden kişinin ailesi karar veriyor.

Bu kanundan bahsederken ısrarla diyor ki, “ Kanunlarımız, Kur’an’ da yazılanlara göre uygulanır ve bu ölüm cezası aslında halkı koruyor. 

Çünkü başına geleceği biliyorsun;  ‘öldürürsen ölürsün’ 


Hep duyduğum bir şey var, ülke de suç oranı hiç yok denecek kadar az mı?


-15 yıl öncesine kadar insanlar yaptığı pahalı alışveriş torbalarını bile yol kenarında bırakıp camiye namaz kılmaya giderlerdi, yani o derece güvenliydi ama illegal mülteciler sonrasında şimdi insanların kollarından çantaları bile çekilir oldu.


Muhammed’in anlattığına göre son 1 ayda yapılan tutuklamalarda ülkeye kaçak yoldan giren tam 1 milyon Etiyopyalı yakalanıp sınır dışı edilmiş.


Uyuşturucu satmak ve kullanmak bir çok ülkede olduğu gibi suç teşkil ediyor. Kullanan küçük bir ceza alıp sonra tedavi edilmek üzere hastaneye sevkediliyor. Satmak çeşidine ve miktarına göre değişiyor. 

Mesela en tehlikeli uyuşturucu maddelerden biri olan eroin’in satıcıları yakalandığı taktirde cezası, direk olarak idam.


Riyad’ta henüz hiç bir toplu taşım aracı yok. 

Bu sene ilk metro çalışması başlamış, 2018 yılında hizmete gireceği planlanan  -12 ülke şirketinin ortaklığında- metro inşaatına, toplam 22 milyar dolar bütçe ayırılmış.

Ama petrolün fiyatını duyunca bugüne kadar niye toplu taşım araçlarına ihtiyaç duyulmadığını anlamak zor değil.

Normal bir arabanın deposu 4 sterlin( yaklaşık 15 TL ) , en pahalı 4x4’lerin deposu ise en fazla 10 sterlin’e doluyormuş.

Muhammed diyor ki; 

  • Marketten alacağınız 1 litre su 1 litre petrolden daha pahalı!


Alışverişe gittiğinizde kafanıza göre her kasaya gidemiyorsunuz. Yanınızda hayat arkadaşınız yoksa tek başına kadınlar kadın kasiyerlere, erkekler ise erkeklerin çalıştığı kasalara gitme mecburiyetinde aksi taktirde problem yaşamanız kaçınılmaz.


Bir genç kız ile bir erkek topluma açık bir yerde görünüyor ve bekar olduklarından şüphelenilirse yanlarına gelip soruyorlar. 

Evli olmadıkları taktirde genç kızın ailesi aranıyor, ailenin haberi varsa yanlarından uzaklaşıyorlar, ama ailenin haberi yoksa kısa süreli bir tutuklama veya aileye teslim ediliyor.


Tabii ki bu soruyu sormadan duramazdım; Gerçekten  4 kadın hayat arkadaşı mümkün olabilir mi?


Mansur cevaplıyor bu sefer, öyle kulağa geldiği gibi kolay iş değil o diyor. Bir eşe maddi olarak ne yapıyorsan, diğerlerinede eksiksiz aynısını yapmak zorundasın ve bunu belgeleriyle ispatlamalısın. 


Peki beşinciye aşık aldı bu sefer ne olacak?

O zaman birini boşamak zorundasın diyor.


Genelde çocuk isteyen ama orta yaş üzeri, evlenemeyen kadınlar daha çok bu yolu seçiyor, hayat boyu bekar kalacağına bir kişi tarafından bakılmak sahip çıkılmak amacı ile tercih ediyorlar diyor.

Ama normal bir durumda bir kadınla baş etmek zor dört kadını ne yapalım diyip gülümsüyorlar.


Daha önceleri kadın nüfusunun sadece %3’ ü halka açık özel veya devlet dairelerinde çalışırken yeni hükümetin baskısıyla bu sayı şimdilerde % 47’e kadar artış göstermiş.


2005 yılında başa gelen Kral Abdullah bütçenin % 25’ini eğitime harcamış ve 7 olan üniversite sayısı şimdilerde 30’a yükselmiş.

Yurt dışında eğitim alan öğrenci sayısı 5000 iken yine Kral Abdullah sayesinde 150.000’e kadar ulaşmış.


Bu sohbette en çok hoşuma giden bölüm ise şuydu;

 

Riyad’lı Muhammed diyor ki;

 

“ Bizler İslam’ın merkezi olan bir coğrafyada yaşadığımız için, yüzde %60 din, geriye kalan % 40 kanunlarla yönetiliyoruz. Başka türlüsü zaten olamaz. Ama bu yönetim şekli her ülkeye uygun değildir, bu ülkelerin yaptığı en büyük yanlış kendileri için imkansız olan bir yönetim şeklini uygulamada diretmek yani devlet ile din işlerini bir arada yönetmeye çalışmak. Bence İslam dünyasındaki karmaşanın en büyük sebebi budur.”