Üç makaledir savaştan bahsediyorum. Bunun sebebi savaşları sevdiğimden değil! Savaşların sebebi ve güçlü olma ihtiyacının nedeni, tamamen güvenlik içgüdüsünden kaynaklanmaktadır. Güvenlik olmadan yemek, içmek, barınmak, üremek, mutlu olmak, sakin olmak mümkün olamaz!

İşte şimdi sadede gelebiliriz. Bireyin güvenliği  için bireyin sağlıklı ve güçlü olmasını gerekir. Devletin ve milletin  güvenliği için ise devletin sağlıklı ve güçlü olması gerekir. Bunun da ilk şartı Silahlı Kuvvetlerinin, polis teşkilatının, yasalarının, adalet düzeninin sağlıklı ve güçlü olması zorunluluğudur. Devlet, millet güvende olmadan, o vatanda yaşayan hiçbir millet ferdi, azınlık vatandaş  ve misafir turist asla güvende olamaz! Kanunlar, polis teşkilatı, devlet, adalet düzeni çok sağlıklı ve çok güçlü olsa da onları koruyacak bir sigorta, muhafız gücü şarttır!

İşte burada Silahlı Kuvvetleri devreye girmektedir! Süper, çok güçlü, emperyalist görünen devletlere bir bakın! Bu devletlerin olmazsa olmaz tek ortak özellikleri Silahlı Kuvvetlerinin veya ordularının ya da askeri gücünün çok yüksek olmasıdır. Siyasi güç, ekonomik güç, kültürel güç, hukuk gücü ve diğer tüm güçler bundan sonra gelmektedir. Tek olmazsa olmaz güç, askeri güçtür. Askeri gücü kuvvetli olan devletin siyasi gücü de, ekonomik gücü de ,kültürel gücü de, uluslararası arenada itibarı da, onuru da, saygınlığı da, caydırıcılığı da, yaptırım gücü de çok yüksek veya çok kuvvetli olur. Hani büyüklerimiz söylerler ya  ‘’yüreğin de, bileğin de aklın da, zekan da, cüzdanın da hepsi sağlam olmalıdır‘’  diye.

İşte bir milletin ordusu o milletin hem derin hem de sığ devletidir, o milletin adaletidir, o milletin yüreğidir, o milletin bileğidir, o milletin aklıdır, o milletin zekasıdır. Bütün bunlar yerli yerindeyse, sağlamsa, o milletin cüzdanı da, adaleti de, birliği de, bütünlüğü de, huzuru da, mutluluğu da sağlam olur. Askerlik yan gelip yatma yeri değildir. Askerlik bir sanattır. Dostunun yüzünü güldüren, düşmanına fren yaptıran, destur dedirten, düşmanının kötülüğünü , saldırısını erteleten veya iptal ettiren bir sanattır. Askeri gücün sağlamsa ,yüksekse;  millet olarak havada kartal filosu, karada aslan ve fil tümenleri, denizde de yunus, balina, köpek balığı tugayları  olursun .Askeri gücün zayıfsa veya kumpas, entrika ,tehdit, şantaj, siyasi pisliklerle çökertilmişse havada serçe veya guguk kuşu, karada tavuk, koyun, keçi, tavşan, denizde de hamsi, istavrit olursun. Hayat güçlü olanlara var olma hakkını ve şansını vermektedir. Zayıf olanın hayatta kalma şansı ve hakkı yoktur. Üreme için Yaratanın bize bağışladığı ilahi sistemde bile erkeğin üreme kaynaklarından milyonlarca sperm yola çıkar ve milyonlarca dişi yumurtadan sadece bir tanesini(eğer ikizse iki tanesini, eğer üçüzse üç tanesini) döller.

Yani milyonlarca spermden sadece bir veya iki, üç tanesi başarmıştır. Milyonlarca yumurtadan da bir veya iki, üç tanesi bu yola çıkan spermleri avlayabilmiştir yada yakalayabilmiştir. Diğer spermler ve yumurtalar ne oldu? Öldü! Savaşı kaybettiler! Bu yüzden kendi ordusunun itibarını, gücünü ayaklar altına alan milletler ahmaktır! Ordunun içinde orduya hizmet etmeyen, orduya zarar veren askerler olabilir mi?

Olabilir!

Ama bunların temizlenmesi ordunun kendi  iradesine bırakmalıdır! Dışarıdan müdahale edilmemelidir.

Zaten bunun için disiplin mahkemeleri, askeri mahkemeler, askeri savcılar, askeri ceza kanunları vardır. Askeri hayat ve sivil hayat, askeri şahıslar ve sivil şahıslar bambaşka, çok ayrı, çok farklı kavramlardır. İki taraf ta birbirini anlayamaz. İki tarafın birbirini anlama noktaları, tampon bölgeleri emekli askerlerin uhdesindedir.

( Devam  edeceğiz)