Çatışma, farklı bakış açıları, değerler, inançlar, kültürler, hedefler, ihtiyaçlar nedeniyle ortaya çıkan, taraflar arasında anlaşmazlıkların veya çekişmelerin oluştuğu ve tarafların duygusal ve/veya fiziksel olarak rahatsız oldukları bir süreçtir. Bazen bireyler bazen gruplar arasında hatta bazen ülkeler arasında bazen iş yerinde bazen ailede, toplumda çatışmalar meydana gelebilir.

Her çatışma çözülebilir veya yönetilebilir. Bazen çözülme, yönetilme süreci zorlu, şiddetli ve yıkıcı olabilir. Bu tür çatışmalar, ilişkileri zayıflatır ve insanlar arasında olumsuz bir ortam yaratır; hatta insanlar arasında öfke, düşmanlık ve kırıcı davranışlara neden olabilir. Eğer taraflar çatışmaların yönetimi için olumlu, yapıcı ve çözümcü bir yaklaşım benimserse, çatışmalar taraflar arasında daha iyi bir anlayışın oluşmasına ve ilişkilerin güçlenmesine yardımcı olabilir, taraflar birbirlerine farklı bakış açık açıklarını ve görüşlerini aktararak birbirlerini zenginleştirebilir, daha iyi bir çözümler bulunabilir.

Hedefimiz çatışmaları sağlıklı çatışmalara çevirmekse atabileceğimiz adımlar:

  • Sözlerimizi dikkatle seçebiliriz. Birbirine karşı saygılı ve yapıcı bir dil kullanılması, eleştiriler yerine öneriler ve çözüm alternatifleri sunulması, çözüme odaklanılması ve tarafların duygularını incitmeden konuşulması bizi sağlıklı çatışmalara taşıyacaktır.  Benjamin Franklin o kadar güzel söylemiş ki: “Bir çatışmada sizi haklı çıkaracak bir şey söylemek yerine, sizi ileriye taşıyacak bir şey söyleyin.”
  • İletişimde “Hep” ve “Hiç” kelimelerini kullanarak kişiselleştirmeden sakınabiliriz. Bu tür ifadeler, tarafların karşı tarafın görüşlerini tamamen reddetmelerine neden olabilir. Bu da iletişim ve işbirliği için gerekli olan ortamı olumsuz yönde etkileyebilir. Stephen Covey’in de dediği gibi “Çatışmaların en zorlu yanı, tarafların birbirlerinin bakış açısını anlamak yerine kendi bakış açılarını dayatmalarıdır.”
  • 3.seviyeden dinleyerek anlayışı artırabiliriz. Bu empati kurmamızı da kolaylaştıracaktır. Etkili bir dinleme taraflar arasında daha güvenli bir ortamın oluşmasına ve diyalogun devam etmesine de katkıda bulunacaktır. Elie Wiesel'in dediği gibi “Dinlemek, çözümün yarısıdır.”
  • Çatışmanın kaynağı ve nedenlerini açıkça tanımlamalıyız. Genelde çatışmanın kaynağı ve nedenlerinin tarafların farklı beklentileri, değerleri, ihtiyaçları ve hedefleriyle ilgili olduğunu söyleriz. Bununla beraber, bazen, iletişim eksikliği, yanlış anlamalar, bilgi eksikliği, güç mücadelesi, kaynakların kıtlığı ve benzeri faktörler de çatışmanın nedenleri arasında yer alabiliyor. Gary Chapman’ın dediği gibi “Çatışma yönetiminde, yargılamak yerine anlamaya çalışmamanın yattığına inanıyorum.”
  • Sağlıklı çatışmaların sonunda, taraflar arasında ortak bir çözüm bulunması gerekir. Müzakere tekniklerini kullanabilir, herkesin kazanabileceği bir ortam oluşturabiliriz. Çünkü Dave Willis’in söylediği gibi “Bir çatışmayı yönetmek, karşı tarafı yenmek değil, birlikte hareket edebilecek bir çözüm bulmaktır.”
  • Çatışmaya neden olan farklılıkları kaldıraç olarak kullanmak için stratejiler geliştirebiliriz. Çünkü günün sonunda biliyoruz ki “Çatışma, değişimin itici gücüdür.” William Ury

Çatışmalar hayatımızın her alanında yaşanabilir. Sağlıklı çatışmalara geçebildiğimizde, çatışmalar bizim daha iyi kararlar almamızı sağlayacak, yenilikçi çözümler üretmemizi destekleyecek, anlayışla beraber ilişkilerimizi güçlendirecek, zorluklarla karşılaşarak kendimizi / yapabileceklerimizi keşfetmemizi ve en önemlisi kişisel gelişimimizi sağlayacaktır. Çatışma Yönetimindeki başarısı ve barışçıl çözümlere olan inancıyla birçok kişi için bir örnek ve ilham kaynağı olan Gandhi’nin dediği gibi “Barış, sağlıklı çatışmalardan doğar.” Huzur, başarı ve barış için sağlıklı çatışmaları tercih edelim.

M.Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

[email protected]

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/

@indusefsun

#çatışma #sağlıklıçatışma #farkındalık #huzur #başarı #sonuç #indusglobal #indusconsulting