Not: Dikkat, yazı iştah açıcıdır, tok karna okumanızı tavsiye ederim.

Şimdi benimle keyifli bir gurme yolculuğuna hazır mısınız? Kapıdan içeri giriyoruz; beyaz, ütülü ve kolalı örtü ve peçeteliklerle, zarif ve abartısız taze çiçeklerle donanmış masamıza oturuyoruz. Fonda canlı müzik var, piyano çalıyor siyah frak giyinmiş bir genç. Garson geliyor ve masamıza gelecek olan çeşitleri anlatıyor. Bir süre sonra masamız üç katlı kek standı, gümüş çaydanlık ve Bone China çay fincanları ile donanıyor. Köpüklü Prosecco’lu kadehlerimizi tokuşturup birer yudum aldıktan sonra, yemeğe geçebiliriz. Ben tuzludan başlarım, sonra tatlı, ya siz? Önce soğuk sandviçlerden yiyoruz, kimi soğuk füme etli, kimi somonlu ve krem peynirli, veya yumurtalı ve su tereli. Ardından geleneksel yağlı çörek/ekmek (scone) katına elimizi uzatıyoruz. Of! O da ne ? Fırından yeni çıkmış, buram buram tereyağ kokuyor, sıcacık, dışı kıtır, içi ise yumuşacık. Yanında ise İngilizler’in meşhur tereyağ görünümlü kaymağı (clotted cream) ve taze çilek reçeli, ekmeğimizi ikiye bölüp, kaymaktan ve reçelden sürüyoruz. Sıcak çörek ile soğuk tereyağın birleşimi bizi çok mutlu ediyor.  Çayımızı yudumlamayı unutmayalım. Ben bergamot kokulu çay (earl grey) istedim, sizinki nasıl? Bitmedi... En üst kattaki çikolatalı, meyveli, limonlu pötiförleri ve makaronları unutmayalım. Yeriniz kaldıysa muhakkak onları da deneyelim. Zira bu küçük tatlılarda çok emek ve lezzet var.

Ağzınızı sulandırdıysam ve yanınızda açlığınızı giderecek bir şey yoksa özür dilerim. Size geleneksel İngiliz beş çayı anlarını yaşatmak istedim. Türkler’in çay seremonileriyle yakından uzaktan alakası yoktur. Bizim kısırımızın, böreğimizin, mercimek köftesi ve zeytinyağlı sarmalararımızın ve o ortamdaki gıybetin yanına su dökemez tabi, orası ayrı konu.  Peki ama yıllarca nasıl bir gelenek haline dönüşmüş İngiltere’de bu beş çayı, gelin onu öğrenelim. Aslına bakacak olursak, çay; Çin’de M.Ö. 300 yıllarında ortaya çıkmış olup; İngiltere’ye gelişi çok geç; 1600’lü yıllarda Kral II. Charles aracılığıyla popüler hale gelmiştir.  1840 yılında, çay saati seremonileri ise ilk olarak zengin sosyal sınıf arasında ortaya çıkmıştır. Bedford Düşesi Anna Maria (o zamanlar Kraliçe Victoria’nın da yakın dostuymuş), saat 4 sularında acıkmaya başlarmış, oysaki akşam yemeği sarayda saat 8’de servis edilmekteymiş. Bu sebeple her gün öğleden sonra odasına bir tepsi içinde, ekmek, tereyağ, bazen sandviç ve bir dilim kek getirilirmiş. Bu onun için bir alışkanlık haline gelmiş ve zaman içinde arkadaşlarını da davet ederek, çay saati kutlamalarına başlamış. 1880’lerde üst sınıf kadınların, uzun elbiseler, saten eldivenler ve büyük tüylü şapkalar giyinip sarayın misafir odalarında toplanmaları moda haline gelmiştir.

İngiltere’de olup da bu güzel anları yaşamazsanız ufak bir kaybınız var demektir. Deneyimlediğim ve tavsiye edeceğim yerler arasında ilk sırayı Hilton Park Lane alıyor. Hyde Park manzaralı, kusursuz servisi ve fonda canlı gitar dinleyebileceğiniz bir salonu var, listenize ekleyin. İkinci olarak Marriot Hotel Grosvenor House, yine Hyde Park hizasında, bir tık daha klas ortama sahip, piyano dinletisi  eşliğinde elegant bir çay saati yaşayabilirsiniz. Oxford Caddesi’nde bulunan Selfridge Alışveriş Merkezi’nin içindeki Dolly’s cafe de güzeldir, küçük ve kalabalık olduğu için sıra beklemeyi göze alın. Kırmızı kadife keki denemeyi unutmayın. Son olarak Knightsbridge’teki ünlü Harrod’s Alışveriş Merkezi’nin içindeki The Tea Room’da da çiçekli İngiliz stili çay takımları ile muhteşem bir deneyim yaşayabilirsiniz. Fıstık ezmeli, çilekli pastayı kesin deneyin. Benim henüz gidemediğim ama listemde olan yerler arasında ise;  Mad Hatter’s Afternoon Tea, Palm Court, The Ritz, Claridge’s, Thames Foyer-The Savoy’s Afternoon Tea var. Çay saati rezervasyonlarınız için afternoontea.co.uk sitesine göz atmanızda fayda var. Tüm seçenekleri tek lise halinde görebilirsiniz. Ne demişler hayat kısa, önce tatlıyı ye. Sevgiyle kalın.

Yazılı Kaynaklar

https://www.historic-uk.com/CultureUK/Afternoon-Tea/

Görsel Kaynaklar

https://afternoontea.co.uk/uk/london/kensington-chelsea/the-kensington-hotel/offers/tale-as-old-as-time-afternoon-tea-at-the-kensington-hotel/