Amerika ulusal muhafazakarlarının uzun zamandır Avrupa’da hayal ettikleri kongreleri bu ay gerçekleşti. Amerika’da düzenli yapılan, siyasi danışmanlar, yazarlar, siyasetçiler ve akademisyenlerin de katıldıǧı Ulusal Muhafazakarlar Kongresi, Avrupa’da ilk defa Şubat (4 Şubat 2020) ayının başında Roma’da yapıldı. Kongre için seçilen yer tarihi Grand Hotel Plaza oldu. Kongre, Avrupa’daki aşırı saǧ hareketlerin evrilmesi ve yükselişi sürecinde yeni bir gelişme olarak görülebilir.
Kongreye Amerika ve Avrupa’dan ikiyüzü aşkın saǧ muhafazakar akademisyen, lider ve siyasetçi katıldı. Kongrenin açılış konuşmasında Hollanda popülist partisi FvD lideri Thierry Baudet, Brüksel’deki Avrupa Birliǧi’ni küçümseyen bir konuşma yaptı. Baudet katılımcılara ‘salonun tavanına bakın, bir de her tarafı cam pencerelerle çevrili Avrupa Birliǧi binasını göz önüne getirin. Biz, temiz olanı, onlar çirkin olanı savunuyor’ yorumunu yaptı. Katılımcılar, salonu alkışa boǧdu. Öyle anlaşılıyorki, Roma Grand Hotel Plaza Kongre için stratejik olarak seçilmiş mekan.
Roma’da buluşan, ulusal muhafazakarlar ve aşırı saǧın farklı kesimlerini temsil eden katılımcılar, Amerikan Başkanı Donal Trump ile Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı, Amerikan düşünce kuruluşları ile Avrupa’daki aşırı saǧ partileri bir araya getirerek, Avrupa’da hakim olan dominant görüşleri deǧiştirmek, milli devletleri ve geleneksel kültürleri kurtarmak istiyorlar.
Kongrede, Berlin Duvarı’nın yıkılmasının üzerinden otuz yıl geçtiǧini, ebedi zafer kazandıǧı zannedilen Batı liberalizminin bir organik krizle karşı karşıya olduǧunun altı çizildi. Konuşmacılardan ‘American Enterprise Institute (AEI)’ yöneticisi olan Christopher DeMuth, ‘küreselcilerin prograsif hegemonyası kırılmalı. onlar milli devletleri ve kültürleri, hristiyanlıǧı, eşsizliǧimizi ve güzelliǧimizi yok edecekler. Bunlar her yerdeler, medyada, siyasette, üniversitelerde’ dedi.
Diǧer taraftan, çok satan kitaplar arasında, The Strange Death of Europe kitabı da bulunan İngiliz yazar Douglas Murray ise, Brexit’in yapılan bir yanlışın düzeltilmesi olduǧunu, seksenli yıllardan sonra Avrupa’daki siyasetçilerin kendi millletlerini inkar ettiklerini, kültürlerini aşaǧıladıklarını ve bunun düzeltilmesi gerektiǧini belirtiyor.
NRC Gazetesinden Mark Lievisse Adriaanse’nın aktardıǧına göre, yeni aşırı saǧ hareketin bu yıl, gündemi oldukca dolu. Gündemde: ‘Donald Trump’un yeniden Başkan seçilmesi, Brexit’in başarılı olmasının saǧlanması, Polanya’da Cumhurbaşkanlıǧı seçimleri, Fransa’da yerel seçimler’ var. Bu maddeler aşırı saǧ hareketi birbirine daha sıkı baǧlamaktadır. Buradan hareketle, Roma Kongresinin organizatörü Yoram Hazony, liberallerle medeni bir ateşkes anlaşmasının olmadıǧını belirtirken, Thierry Baudet ise ‘kültürel bir kavga sürdürüyoruz’ diyor. Ancak, Yoram Hazony’ın Kudüs’deki Herzl Enstitüsü’nün başkanı olması ve Kazony’in daha önce Netanyahu tarafından kurdurulan Shalen Center’in de başkanlıǧını yapması, Roma Ulusal Muhafazakar Kongresinin arka planı hakkında bir fikir veriyor.
Evet, Roma Kongresi Avrupa’daki saǧ, aşırı saǧ, ırkçı ve popülist hareketler için yeni bir sinerji oluşturuyor. Roma Kongresi, Amerika’daki ulusal muhazafkarların Avrupa’daki aşırı saǧ hareketleri etkilediǧi ve yön verdiǧinin göstergesidir. Roma Kongresi aynı zamanda, ulusal, muhafazakar ve aşırı saǧ hareketlerle, küreselci liberal ve demokratların da açık bir mücadele verildiǧinin örneǧidir. Velhasıl, Roma Kongresi Avrupa’daki aşırılıǧın, mülteci karşıtlıǧının, İslamofobi’nin devam edeceǧinin de işaretidir.
Veyis Güngör
16 Şubat 2020