Geçen hafta kolesterol hapı tartışması çıkmıştı.. Gerçi hâlâ da sürüyor.. Hem de en sert biçimde..
Yanına sağlıklı beslenme tartışması eklenmişti.. O ilki kadar sert değildi ama keskindi..
Sonuç ne oldu derseniz..
İki tartışmadan da bi sonuç çıkmadı.. Sadece kafamız allak bullak oldu o kadar..
Sık sık mı yiyelim..
Uzun aralıklarla mı yiyelim..
Meselesi bile ortada kaldı..
*
Neyse!..
Gelin, bugün tersten gidelim.. ‘Ne yersek değil, ne yemezsek ne olur’ sorusuna bakalım..
Yanıtları Dr. Haluk Saraçlı verdi..
Mesela denir ya.. Ekmeği, pilavı, makarnayı tamamen kes, hayatından çıkar, formunu koru..
Bakın o zaman neler oluyormuş..
Saraçlı’nın dediği şu:
BİR: Zayıflama amaçlı da olsa bu tür beslenme, kanımızdaki su, tuz ve asit-baz dengesini bozar..
İKİ: Bu tip diyetler hızlı kilo kaybına neden olur..
ÜÇ: Vücut enerji kaynağı olarak karbonhidratları bulamadığında, kendiliğinden beslenmeye başlar.. Yani kasların yıkımına neden olur.. Kalp kasını bile yakabilir..
DÖRT: Ekmek, makarna, pilav, patates ve meyveyi reddedip ete ve yağa ağırlık verildiğinde gut hastalığına ve organ harabına neden olabilir..
BEŞ: Beyin, yağlarla ve proteinlerle beslenemez.. Beyin tek enerji kaynağı olan karbonhidratları yeterince almadığında zihinsel performans düşer..
ALTI: B vitamini eksikliğinden bağışıklık sistemimiz çöker, her türlü hastalığa karşı kapımızı ardına kadar açmış oluruz..
*
Tam tersine de bakalım..
Karbonhidratı azaltıp, aşırı proteinlerle beslenirsek ne olur?
BİR: Yüksek proteinli beslenme kemik erimelerine neden olur.. Çünkü kemiklerdeki kalsiyumun çekilmesine neden olur..
İKİ: Düşük karbonhidrat, yüksek protein diyeti uygulandığında böbrek taşını engelleyen, ‘Sitrik tuzu’ oranı yüzde 25 azalır.. Bunun sonucunda hızla böbrek taşları oluşur..
*
Saraçlı’nın verdiği bu bilgilerden benim çıkardığım sonuç şu..
Hiçbir besinle ilişkini kesmeyeceksin.. Arkanı dönmeyeceksin.. Ayrım yapmayacaksın..
Her şeyi yiyeceksin ama karınca kararınca..
Bir ekleme de ben yapayım..
Sporsuz hayat düzeni kurmayacaksın..