Yıl 1997...
   Dönemin Başsavcısı Sayın Akın Sait anımsayacak...
   Genç TV’de ilk ‘Son Durum’ programına katılmıştı...
   İlk programın ilk konuğu olmuştu...
   Kendisiyle ‘silah izinlerini’ konuşmuştuk...
   O dönemde, iktidar partileri ‘dağıtacak arsa’ kalmayınca, siyasi rüşvet olarak ‘silah izni’ dağıtmaya başlamıştı...
   Başsavcı Akın Sait de bu uygulamalara şiddetle karşı çıkıyor, silah izinleri nedeniyle gün gele bu ülkede çok sayıda suç işleneceği konusundaki düşüncelerimize güçlü bir destek veriyordu...
   Programa canlı telefon bağlantısıyla katılan ve halen milletvekilliği görevini sürdüren bir siyasetçi ise; Başsavcı’nın ve benim fikirlerime karşı çıkıyor “Silah Türk’ün namusudur” diyordu...
   Hatta daha ileri giderek, ülkede kayıtsız silahların, kayıtlı olanlardan çok daha fazla olduğunu iddia ediyordu...
   Duyduklarıma inanamıştım...
   Kayıtlıdan çok daha fazla kayıtsız silahın olduğu bir ülkede can güvenliğinden söz edilebilir mi?..
   En ufak bir öfke anında namlunun nereye çevrileceğini kim bilebilir?..
   Programdan kısa bir süre sonra Gazimağusa’daki bir otelin müdürü ‘izinli tabanca’ ile vurularak öldürüldü...
   Ve silahlı hesaplaşmalar hızla artmaya başladı...
   Umudunu turizme ve eğitime bağlamış bir ülkede bunlar kabul edilebilir şeyler değildir...
   Barış Harekatı öncesinde silahlı çatışmalar nedeniyle büyük acılar yaşayan Kıbrıs Türk halkının hak ettiği bir yaşam da bu değildir...
   İnsanları korku içerisinde yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yoktur...
   İşte o nedenle; yıllardan beri hiç ara vermeden yapmış olduğum bir çağrıyı tekrarlamak istiyorum:
   Gerekirse mahkeme emri çıkartılarak, ada çapında tüm şüpheli ev ve işyerlerinde silah araması yapılmalı...
   Ayrıca; silah bulundurma, taşıma, özellikle de silahla suç işlemede öngörülen cezalar artırılmalı, herkesi caydıracak bir seviyeye getirilmelidir...
   Bu noktada milletin vekillerine de seslenmek istiyorum...
   Halkın huzur ve güvenini sağlamak birinci derecede sizlerin görevidir...
   Parlamentoya girebilmek için ‘güven oyu’ istediğiniz halka karşı sorumluluklarınız vardır...
   Yaşadıklarımızdan ders çıkartarak, izinli, izinsiz silah kullanımının yasaklanması konusunda birleşmeli ve gerekli yasal önlemleri süratle almalısınız...
   Evet; ülkemizde ekonomik açıdan yaşanan sıkıntılar vardır...
   Ancak; en önemli sorun silahlı hesaplaşmalar, işlenen cinayetler, uyuşturucu, hırsızlık ve soygunlardır...
   Hükümet, bu konularda karar üretemiyorsa, parlamento sorumluluğu omuzlamak durumundadır...
   Mecliste kamera karşısına geçerek saatlerce konuşmak yerine, hiç olmazsa bu hayati konuda bir karar üretilmelidir...
   Halkın sizlerden beklentisi de budur...  


(Kıbrıs gazetesinden alınmıştır)