Bugün dananın kuyruğu kopacak. Özel yetkili cumhuriyet savcılarının önüne yeni belgeler geliyor; yeni tanıklar ortaya çıkıyor. 28 Şubat'ın önemli isimlerinden Çetin Saner, Fevzi Türkeri, Erdal Şenel ve Hurşit Tolon asıl şimdi yandı.
28 Şubat mağdurlarından Prof. Dr.
Mustafa Kahramanyol, elindeki bütün belge ve bilgileri özel yetkili cumhuriyet savcılarına verecek. Bildiklerini bütün ayrıntıları ile paylaşacak.
Birinci olay, Çetin Saner'le ilgili...
Prof. Mustafa Kahramanyol, 28 Şubat'ta albay rütbesi ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde görev yapıyordu.
Ordudan ihraç edilene kadar hep en iyi sicilleri almıştı. Gülhane'de "disiplin" denince O'nun adı akla geliyordu.
Ama bir anda sicili bozuldu. Üstelik, GATA Komutanı ve KBB Bölüm Başkanı tarafından kendisine en yüksek sicil notu verilmesine rağmen!
Neden acaba?
İşte Kahmanyol, bu "neden" sorusuna cevap verecek. Orgeneral Çetin Saner'in, bizzat GATA'ya geldiğini, komutanları ile görüşmeler yaptığını söyleyecek. Ardından da kendisine verilen sicil notunun yırtıldığını ve yerine eski tarihle "bozuk sicil" düzenlendiğini anlatacak. "Suç işlendi" diyecek...
Olaya ilişkin bildiklerini savcılarla paylaşacak.
* * *
İkinci olay, kendisine kurulan komployla ilgili...
Kahramanyol, "dörtlü çete" olarak adlandırdığı isimlerin, eski eşi N.A.'yı kullanarak kendisine nasıl komplo kurduğunu anlatacak. Yıllar önce N.A. tarafından bizzat şahsıma yapılan açıklamalara ait bir kaseti "delil" olarak sunacak.
O kasette anlatılanlar roman gibi!..
Çok ilginç isimler, ilişkiler, suçlamalar ve iddialar var. N.A.'nın anlattıklarını dinlediğimde benim de kanım donmuştu. O itiraflara tanık olan çalıştığım gazetedeki sekreterim Sema Er "Bu kadarı da olamaz" diyerek isyan etmişti.
28 Şubat soruşturmasını yürüten özel yetkili cumhuriyet savcıları, doğal olarak o iddiaları da masaya yatıracak.
* * *
Mustafa Kahramanyol, kendisine yapılanların ardından Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'ne başvurdu. Buna karşılık, "kesin olarak kazanacağını" düşündüğü dava reddedildi.
Aradan iki sene geçmişti. Kahramanyol, Mahkeme'den "Amici Jure" yani "araştırmacı bir danışman" tayin edilmesini istedi. İddiaları ciddi bulan Mahkeme de bu talebi yerine getirdi.
O danışman, olayı yerinde incelemek üzere Türkiye'ye geldi.
Bunun üzerine, eski eş N.A. ile tekrar irtibata geçildi. Hem itiraf kasetinde anlatılanlar, hem de Kahramanyol'un iddialarına göre, şu gelişmeler yaşandı: "Eski eş N.A., Genelkurmay'dan arandı. Tele konferansla, Fevzi Türkeri, Erdal Şenel ve Hurşit Tolon aynı anda N.A. ile görüştüler. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'nin, Türkiye'ye bir gözlemci gönderdiğini söylediler. Çok zor durumda kalabileceklerini, davanın kaybedilmesi halinde Türkiye'nin yüklü tazminat ödeyeceğini anlattılar. N.A.'dan, gönderecekleri geçmiş tarihli dilekçeyi imzalamasını istediler. Bu dilekçe imzalandı, dosyaya konuldu ve karşılığında N.A. mükâfat olarak Sabiha Gökçen Havaalanı'nda işe başlatıldı."
* * *
Bir başka olay da 28 Şubat'ın Arşivi ile ilgili...
Mustafa Kahramanyol, aradan yıllar geçtikten sonra Çetin Saner'in, İzmir'deki yazlığına gitti...
Çevresi yüksek duvarlarla örülü, köpeklerle ve korumalarla korunan villaya, ortak bir yakınlarının ismini vererek girdi. Şaşıran Çetin Saner, Kahramanyol'u içeri almak zorunda kaldı. Kahramanyol, o görüşmede kendisine yapılan komplonun açıklanmasını istedi. Saner ise bütün iddiaları reddetti.
Saner, orada yalnız yaşıyordu. Villanın panjurları kapalı, içeride gündüz vakti ışıklar yanıyordu.
Her yerde içki şişeleri vardı. Bir oda ise Genelkurmay'a ait evraklarla doluydu. Kahramanyol'a göre, bunlar 28 Şubat arşiviydi.
Bu bilgiler de özel yetkili savcıların önüne gidecek. O belgeler imha edildi mi, yoksa halen bir yerde saklanıyor mu, bilinmez.
Ancak, imha edilmemiş de ele geçirilebilirse, asıl bomba o zaman patlayacak!
(Takvim gazetesinden alınmıştır)