Ulaşılmak istenen sonuç da belli, kullanılan araç da ortada: "Biz artık kendi kendimizi yönetmek istiyoruz" diyorlar; PKK da BDP de "Demokratik Özerklik" istiyor. Bu hedefe ulaşmak için alabildiğine kan dökülüyor.
Peki mümkün mü bu? Türkiye'de "Demokratik Özerklik" gerçekleşebilir mi?
Türkiye'nin hassasiyetlerini bir kenara atar, sosyal dokusunu dikkate almazsanız, kağıt üzerinde olabilir. "Demokratik Özerklik" gerçekleşebilir. Gerekli yasal düzenlemeleri yaparsınız. Ardından da farklı bir yönetim şekline geçiverirsiniz.
Peki ya sonra?
İşte ondan sonrası tam bir kaos, büyük bir felaket!

* * *
TRT Haber'de yapımını ve sunumunu üstlendiğim İnce Çizgi'de dün akşam "Demokratik Özerklik olabilir mi?" sorusuna da cevap aradık. Çok ilginç ve farklı değerlendirmeler ortaya çıktı...
AK Parti'nin Kürt kökenli Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, "Türkiye bölgeyi bırakırsa Kürtler arasında iç savaş çıkar" dedi.
Metiner, Türkiye'deki bütün ezberleri bozacak bir değerlendirme yaptı:
-Bu ülkede Türklerle Kürtler arasında bir iç savaş çıkmaz. Ancak, böyle bir gelişme halinde PKK'nın Kürt Baasçılığına yaslanarak inşa etmek istediği despotik rejime Kürtler isyan ederler.
Tabii Metiner bir "faraziye" üzerine konuştu.
Önce, böyle bir talebin olamayacağını, hiçbir devletin bu tür bir konuyu müzakere masasına getirmeyeceğinin altını çizdi. Sonra da düşüncelerini aktardı.
Metiner, PKK ve BDP talepleri ile ilgili olarak çok çarpıcı bir tablo çizdi:
-Bu, korkunç bir şey olur. Bugün Suriye'de yaşananların hepsi burada gerçekleşir. Kürtler arasında bir iç savaş yaşanır. Allah bunu nasip etmesin.
Bölge halkının refah ve huzurunun, ancak üniter bir devlet yapısı içinde sağlanabileceğine dikkati çekti.

* * *
Böylece, PKK ve BDP taleplerine karşı yine Kürtlerin içinden çok güçlü bir itiraz yükselmiş oldu!
Metiner'in bu sözlerle iki noktanın altını çizdi:
1) PKK ve BDP taleplerinin Kürtleri bağlamadığına dikkati çekti.
2) PKK ideolojisinin Türkiye'de yaşayan milyonlarca Kürt vatandaşımız tarafından desteklenmediğini ortaya koydu.
Hatta daha da ileri gidip, Kürtlerin "PKK despotizmine" teslim olmasının beklenmemesi gerektiğini söyledi.
Bu, son günlerin en önemli çıkışlarından biri!

* * *
Metiner, İnce Çizgi'de Türkiye kamuoyu ile bazı tespitlerini de paylaştı. Önümüzdeki günlerde terör örgütünün atmasını beklediği bazı adımlarla ilgili olarak uyarılarda bulundu...
1) PKK, kendi güdümündeki bir sendika vasıtasıyla Kürt kökenli öğretmenleri istifaya zorlayabilir.
2) Türk öğretmenleri göç ettirmek için eylemler yapabilir.
3) Bölgedeki diğer memurlara da istifa zorlamasında bulunabilir.
Niye?
Metiner'e göre, PKK gücünü halktan değil, sadece ve sadece silahtan alıyor. Üstelik, kendisi de bunun farkında.
Bu tespiti yaptıktan sonra da örgüte "Hodri meydan" dedi:
-PKK, silahına güvenmeyip düz ovaya gelsin, bekliyoruz.
Silahlarını bırakıp demokratik seçimlere girsin. Bakalım adına hareket ettiğini iddia ettiği Kürt halkı kendisine ne kadar oy veriyor. PKK, Türklere de temsil ettiğini iddia ettiği Kürtlere de güvenmiyor. PKK, sadece silaha güveniyor.
Ve devam etti:
-BDP, arkasında şu kadar milyon Kürt oyu olduğunu söylüyor; ama palavra.
Ardından bir tespitte daha bulundu:
-Yapamaz, silah bırakamaz.
PKK'nın ipi kendi elinde değil. PKK, Kandil'dekilerin iradesinde olan bir örgüt de değil.
Bunların tamamı, altının kalın çizgilerle çizilmesi gereken sözler. Teröre ve destekçilerine yönelik önemli bir tepki. Önümüzdeki günlerde bölgeden yükselecek bir büyük başkaldırının habercisi bile olabilir!


(Takvim gazetesinden alınmıştır)