Avrupa'nın en ferah ve gezilesi kabul edilen meydanının…

Oxford’da en çok resimlenen Okuma Odası’nın mimarıdır ve İskoç’tur. El attığı başka ne kadar da fazla eser, meydan var bilseniz geçerken/uğrarken kendisine duayı ihmal etmezsiniz. 

Bakalım nereler? Bugün aramızdan ayrılışının 269. yıl dönümünde. 

Trafalgar Meydanı’nda benim rastladığım sadece Amerikalı orta yaş gezginlerin farkına varıp göz diktiği kilisenin mimarıdır. Ne de olsa Amerika’da inşa edilen kiliselerin en en çok model aldığı yapıdır. 

Kaldı ki 18. yüzyıl sonrası dini mimarinin standartlarını oluşturan mimardır. Standardının temelinde de bu kilisesi yatar. Bu sebeple sıradan diye bakmamalı, içine ve hatta kafe olarak kullanılan gömü odasına kadar inmek uygun olur. 

İtalyan barok üslubunu İngiltere'ye taşıyan mimardır ne de olsa. Palladian üslubuna İtalya dışında başka nerelerde rastlarsınız? Gibbs etkisiyle İngiltere’nin romantik kenti Bath’da? Gizli bir katolik miydi bilinmez ama Katolik inancını benimsemiş olması İtalya’da okumasına, sanat algısının oluşmasına ve gelişmesine yardımcı olmuştur. Yaşadığı döneme göre bu tehlikeli bir hamle olsa da bıraktığı eserlere bakınca ne iyi olmuş dedirtiyor.

Tabi sadece başkent Londra ve civarındaki sivil ve dini mimarı eserleri yok; üniversitelere de el attı ki Cambridge şehrindeki Senato Binası, King’s College’ın bir kısmını ve Oxford’daki meydanı süsleyen okuma salonunun mimarıdır. 

Wren’i tamamlayan mimar olarak kabul edilse de ölümüyle beraber İngiltere neoklasik akımın etkisine girdi. Yine de Gibb’in etkisi hiç azalmadı Wren’in öncülüğünü yaptığı mimari akımı geliştiren ve devam ettiren mimar olarak bakıldı. 

Mimarlığın Kitabı isimli eserini yazdıktan sonra hala 26 yıl mimar olarak çalışmaya devam etti, ömrü de vefa etti de dönemine göre ortalamadan fazla yaşayarak İtalyan barok uslübünden keskin bir palladyanizme geçişi ve devamında da klasik üslubu geçerek bıraktığı eserleri bilince izlemek şahanedir. Sadece kendi döneminde ve İngiltere’de değil kolonilerin neredeyse hepsinde…

Kitapları öldüğünde 700 kadardı ve hepsi bugün ülkenin birkaç tane referans kütüphanesi olan Bodleian Kütüphanesi’ndedir.