Dün, Londra’nın bir çok yerinde otobüs grevi vardı.
Geçenlerde de zaten trenler durdu…
Londra ve Türkiye dahil dünyanın her yerinde uçak şirketlerinden avukatlara kadar grev yapan türlü meslek dalları var.
Peki hiç grev yapmayanlar kim?
“ Gazeteciler ” !!
Kardeşim, hepiniz mi çok mutlusunuz?
Hiç mi şikayetiniz yok şu düzende?
Siz niye hiç grev yapmazsınız?
Her gün gazetede mutlaka bir dizi oyuncusu evlendi veya boşandı haberi var.
Bir tanesini tanıyorsam ne olayım!
Hadi buna benim magazin eksikliğim diyelim.
Peki siz her saçmalayanın haberini illa gözümüze sokmak zorundamısınız?
Mesela manken Tuğçe Kazaz’ın her dini dönüş veya görüş haberi niye bu kadar haber niteliği taşıyor?
Ben şahsen bir okuyucu olarak şunu düşünuyorum; Tuğce Kazaz’ın haber niteliği olması için ancak bir defilede -iş kazası- bir memesinin dışarı fırlaması gerekir.
Çünkü bu tip iş kazaları (!?) her zaman defilelerden daha çok yer almıştır. Yani biz meme meraklısı değiliz, buna da siz alıştırdınız!
Daha nelere alışmadık ki…
Mantıklı konuşan kimseye basında yer yok.
Adam biliyor ki saçmalarsa haber olacak.
Din adamlarından, bakanlara …
Sanatçılardan futbolculara kadar kimin ağzından abuk sabuk bir şey çıksa gündeme oturuyor.
Halk desen zaten aportta bekliyor bir saçmalık gelsin de espri üretsin!
Sanatçı desen haber olmak için ya evlenecek ya boşanacak ya da siyasi uçuk bir açıklama yapacak.
Bazı din adamlarının demeçleri desen zaten akıllara zarar…
Siyaset desen ortada Kemal Kılıçdaroğlu’ nun hiç bir söylevi Hülya Avşar’a çattığı kadar basında ve kafamızda yer etmedi.
Meclis desen , meclis meclis değil sanki “ Yetenek sizsiniz” yarışması ayakkabılar, t-shirtler havada uçuşuyor.
Yani böyle böyle her şeye alıştırılıyoruz, Kalite konusunda ciddi anlamda inişe geçtik. Bence daha fazla alışmadan oturup adam akıllı bir düşünmeliyiz.