Din gerçekten güzel ahlak ve adalettir.

Ancak pratikte dindarlıkla ahlaki değerlerin ayrıştığını görüyoruz.

Diyanet İşleri eski Başkanı Ali Bardakoğlu açıklıyor:

“Geçenlerde bir hocamız alan araştırması yaptı. Bir soruya canım çok sıkıldı. Soru şuydu: ‘Dindar olmak ahlaklı olmayı gerektirir mi? Katılımcıların yüzde 70’i ‘hayır gerektirmez’ cevabını verdi.” (1)

Yani dindar olmak ahlaklı olmayı gerektirmez diyorlar.

Peki din nedir?

Hz. Peygamber,  bu soruya şu güzel cevabı vermiştir: 

“Din güzel ahlaktır.”

Evet, din güzel ahlak ve adalettir.

Kutsal Ramazan ayında bunları okumak insanı gerçekten çok sarsıyor. Çünkü hiç ahlaksız din olur mu?

Konu Diyanetin de gündemine girmiş durumdadır.

DİYANET İşleri Başkanlığı’nın “2017-2021 Stratejik Eylem Planı”nındaki şu tesbitlerine katılmamak mümkün mü?

“Dine yönelik ilgi ve alaka artarken, ahlaki değerlerdeki aşınma giderek yaygınlaşıyor.

Birlikte yaşama kültürünün gelişmesi gerekiyor

İlahiyat ve imam hatip lisesi mezunu sayısının kontrolsüz bir şekilde artması beraberinde kalite ve nitelik sorununu getirdi.

Dernek ve vakıfların kontrolsüz şekilde cami ve Kuran kursu inşa etmesi problemli.” (2)

Diyanetin bu tesbitleri de bizleri düşündürmeli.

Dünya gerçekleri, din eğitiminin denetimli ve kontrollü verilmesini gerektiriyor.

Çünkü kontrolsüz verilen din eğitiminin nelere mal olduğunu bugün bütün insanlık görüyor ve yaşıyor.

Bir Müslüman nasıl olur da din ayrıdır, ahlak ayrıdır diyebiliyor?

Güzel ahlak, dinin özüdür, ruhudur. Ruhsuz din olur mu?

Bu demek ki güzel ahlaklı, adaletli,  doğru, dürüst, temiz, sevgiden ve barıştan yana terbiyeli nesiller yetiştirmek istiyorsak -ki istiyoruz –o zaman dini eğitimi yeniden gözden geçirmekte fayda vardır.

Hollandalılara İslam’ın ahlak ve adalet dini olduğunu anlattığımda karşımda ağlayanları gördüm. Nedenini sorduğumda bu dini değerlerden çok etkilendiklerini söylediler.

Ahlak ve adalet değerleri evrenseldir ve herkesi etkiler.

DİN;  ADALETTİR

Avrupa İslam Üniversitesi rektörü sayın Prof. Dr. Nedim Bahçekapılı hocamızın ‘İslam Hukuku’ kitabında: “İslam’da imandan sonra en yüce amel adalettir,” yazıyor.

Ne güzel bir tesbit.

Hz. Ömer’in adaleti yüzyıllardır anlatılıyor.

Osmanlının adaleti örnek gösteriliyor.

Çünkü adalet;  sosyal hayatın en önemli teminatıdır, güvencesidir.

İnsanların yaşadıkları her yerde güvenecekleri tek kurum adalettir, hukuktur.

Dinin ana görevi güzel ahlaklı adalete, hukuka bağlı insanlar yetiştirmektir.

Adaletsiz bir dünyayı düşünmek bile çok kaygı verici.

Diyanete çok büyük görevler düşüyor olmalı.

Dini ile güzel ahlakı ve adaleti anlatmak, öğretmek ve yaşatmak görevi onları bekliyor.

Müslüman zaten güzel ahlak ve hukuk kurallarına uyar. Bütün insanları sever ve onları kardeş görür. İnsanlar arasında ayrım yapmaz. Böylece sağlıklı, güvenli ve güzel bir toplum meydana gelir.

Güzel ahlaklı ve adil bir insan aynı zamanda toplumun güvendiği insandır. Böylece güvenilir bir toplum oluşur.

Adalet mülkün de toplumun da devletin de temelidir.

Hukukun üstünlüğü vaz geçilmeyecek çok önemli bir kavram ve değerdir. Çünkü hukuk herkese lazımdır.

Bu vesile ile herkese hayırlı Ramazanlar diler şimdiden Ramazan Bayramınızı kutlarım.