Türkiye, 21 Ağustos’tan beri Narin Güran kızımıza ağlıyor.
8 yaşındaki bu kızımızın cesedi çuval içinde sular altında bulundu.
Peki, Narin neden öldürüldü, ahlaksız bir olayı mı gördü? Bilmiyoruz…
Tam bu arada bir de iki yaşındaki Sıla bebeğin taciz edildiği haberi düştü medyaya.
Nerede yaşıyoruz? Nereye gidiyoruz Allah aşkına? Böyle bir toplum, böyle bir insanlık olur mu?
Bu benzeri olayların çıkış nedeni tek sözcükle AHLAKSIZLIKTIR. Bunun da temeli cahilliktir.
Çünkü ahlak, insanın ve toplumun temelidir, güzelliğidir, bilgisidir, mutluluğudur. Bu temel bozulunca insan da bozulur, toplum da bozulur. Nasıl ki her binanın bir temeli vardır. Her insanın ve toplumun da temeli güzel ahlaktır.
Ahlâk, bir toplumda genel olarak uyulması gereken kurallar ve yapılması istenen görevlerin tümüdür.
Ahlak kuralları insanı iyiye ve doğru yola yönlendirir. Bu kurallar, insanların söz ve davranışlarını düzenlemeyi amaçlar. Ahlaklı kimse iyiyi ve kötüyü, yanlışı ve doğruyu birbirinden ayıran ve devamlı doğru yoldan giden; topluma güven veren ve güvenilen kişidir.
Bu konuda Atatürk diyor ki: “Ahlak kutsaldır; çünkü aynı değerde eşi yoktur ve başka hiçbir değerle ölçülemez. Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar. Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeri ile ölçülür.”
TERBİYE VE TAHSİL ÇOK ÖNEMLİDİR
Hollanda’da bir çocuğun yetiştirilmesinde iki önemli kavram vardır. Bunlar: 1) Terbiye: Ahlak eğitimidir. 2) Tahsil: Çocuğun okul öğretimi ve bir üniversite diplomasına sahip olmasıdır. Böylece doğru, dürüst, çalışkan ve kendi ayakları üzerinde duran kuşaklar yetiştirirler. Hollanda’da hapishaneler büyük ölçüde boştur. Neden? Çünkü güzel ahlaklı insanlar suç işlemezler ki...
Güney Eyalet Milletvekili seçildiğimde partimizin bize gönderdiği ilk kitap: “Siyasi Ahlak Kuralları” idi. Bu kitaptan bir cümleyi sizine paylaşayım: “Doğruluk ve dürüstlük biz sosyal demokratların şeref kodudur.” Öyleyse ahlak kuralları başta çocuklar olmak üzere bütün toplumu kapsamalıdır. Çünkü ahlak insan olmaktır.
Aksi halde Romalı hukukçu Cicero’nun da dediği gibi: “Tarihte çöken ülkeler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çökmüştür.” Eğer gerekli önlemler alınmazsa bizler de çökebiliriz. Onun için özel olarak ahlak eğitimine çok büyük önem ve öncelik vermeliyiz.
Erasmus diyorki: “Kişi insan olarak doğmaz. Ona verilen şekille (eğitimle) insan olur.”
Evet, işin özü bu cümlede saklıdır. Eğer yeni doğan bir çocuğun aile terbiyesi ihmal edilirse o toplumun başına bir bela olarak yetiştirilmiş olur. Bunu ABD’nin eski Başkanı Roosevelt çok güzel özetliyor: “İnsanı ahlaken eğitmeden zihnen eğitmek topluma bir bela kazandırmaktır.”
Ahlak kurallarının öğretilmesi için topyekûn bir seferberlik ilan edilmesi gerekiyor. Aksi halde geleceğimiz hiç de parlak görünmüyor.
Bu konuda Diyanet ve din adamlarına da çok büyük görevler düşmektedir. Çünkü Kuran’ın Nahl suresinin 78. Ayeti şöyle diyor: “Allah, sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı…”
Bu demek ki insan doğuştan hiçbir bilgiye sahip olmadan dünyaya geliyor. Bu konuda bir de HADİSLERE bakalım: “Beşikten mezara kadar ilim öğrenin.” “Din; güzel ahlaktır.” “Bir babanın evladına bırakacağı en güzel miras, güzel terbiyedir." (Tirmizî, Birr 33)
Sonuç olarak başta anneler, babalar olmak üzere, öğretmenler, din adamları hep birlikte çocuklarımızın ve gençlerimizin iyi bir terbiye (ahlak eğitimi) alması için çok çalışmalıyız.
(Eğitimci, Araştırmacı Yazar)
İstanbul, 15 Eylül 2024
E-mail: [email protected]