Yaklaşık 30 yıldır terör devam ediyor. Terörle mücadelede bugüne kadar pek çok yöntem denendi. Olağanüstü Hal, özel birlikler, illegal yapılar, her tür askeri önlem, baskı...

Hükümet, pek çok alanda olduğu gibi bu konuda da yeni bir yöntem deneyeceğini açıkladı.

Askeri önlemlerle ve baskıyla sorunun çözülemeyeceğine, demokratik yaklaşım ve bölgeye yatırımın öne çıkartılması gerektiği, etnik haklar taleplerinin yerine getirilmesi son on yılın Kürt sorunu konusundaki politikasını belirleyecekti.

Ama pek böyle olmadı.

Terör örgütüyle müzakerenin bile yolu arandı, masaya oturma konusu gündeme geldi ama bir şey değişmedi.

***

Devletin Önce örgüt silahı bırakacaksöylemi geçmişten bugüne değişmedi.

Örgüt silahı bıraktığı anda elindeki tek gücü bırakmış olacağını bilmez mi?

Üstelik hükümet her ne kadar açılım ve demokratik yaklaşım içindeyim dese de bunu gerçekleştirmek o kadar kolay değildi. Çünkü eylemler devam etti.

Sonuçta operasyonlar yapıldı, sınır ötesi harekât yapıldı, KCK yapılanması hakkında açılan davalarda binlerce insan tutuklandı...

Yani değişen pek bir şey olmadı.

Kürt sorunu konusunda demokratik açılımların önünü kestiğine inanılan ve bu hükümet dönemine kadar siyasetin sorunu tümüyle kendisine havale ettiği askerler, artık bu politikada etkili değil.

Eskisi gibi milliyetçi, öfkeli bir muhalefet de yok bu konuda.

Yalnızca etnik haklar konusunda değil, örneğin PKK ile görüşülmesinde bile geçmişte olduğu gibi bir tepki yaşanmadı. Habura gelen teröristler konusu bile fazla kıyamet kopmadan kapatıldı.

***

Toplum genel olarak bu çatışmanın bitmesini istiyor.

Hükümet istediği her önlemi alabilecek, her yasal değişikliği yapabilecek, her yatırımı oraya yönlendirebilecek güce de sahip.

Ama bütün bunlara karşın değişen bir şey yok. Yine baskınlar devam ediyor, yine eylemler sürüyor, adam kaçırmalar artık milletvekillerine kadar ulaşmış durumda...

Üstelik bir de şimdi Ortadoğuda yeni bir biçimlenmenin kargaşası yaşanmakta.

Bunca yıl sayısız insanla terör mücadelesi yapmış, hem siyasi hem askeri hem ekonomik hem entelektüel anlamda bunca yıl çalışmış bir devletin bu konuda uzmanlaşmış olması gerekmez miydi?

(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)