HERKES forma giyiyordu. Benim içimden bir Arsenal yöneticisi gibi gitmek geldi.
Mavi bir gömlek, lacivert blazer,
Sarı lacivert kravat.
Sarı bir mendil.
Arkadaş bugün aristokrat bir Fenerbahçeliyim.
Bugün büyük gün.
Şampiyonluktan önce, Fenerbahçe’nin başarısını kutluyorum.
Bir takım ki, başkanına yapılan haksızlıklardan sonra, herkes dağılacak, yıkılacak diye
beklerken;
5 puan geriden geldi, Arena’dan çıktı, Avni Aker’den çıktı.
Ve finale geldi.
Kravatımı takip, ceketimin düğmesini ilikleyip.
Bu takımın önünde saygı duruşunda bulunmak istedim.
Peşinen.
Maç başlamadan.
Fenerbahçeli arkadaş. Sonuç şu olmuş,
Bu olmuş.
Sahamızda şampiyonluğu vermişiz.
Hiç önemli değil.
Bu ülkenin tarihinde futbol varsa,
O futbolun her santimetrekaresinde Büyük Fenerbahçe vardır.
Bu takım dün sahasında,
Seyircisinin önünde,
Türkiye’nin en büyük sivil toplum hareketinin neferleri önünde,
Türkiye’nin önünde,
Metris’in önünde;
Herkese şunu haykırdı.
Yıkılmadık, yıkamadınız,
Ayaktayız.
Bugün ayaktayız.
Yarın da ayakta olacağız.
Fenerbahçe taraftarı sahaya hiçbir şey atmasın istedim.
Atmadı.
(Hürriyet gazetesinden alınmıştır)