Sevgili Okurlar,

Huzur ve denge içinde bir hafta dileklerimle yazıma başlarken,  geçtiğimiz iki hafta içinde farklı yerlerde yaptığım konuşmalardan size bahsetmek istiyorum.

İlk olarak, sevgili arkadaşım Duygu Tasdelen sayesinde   Peckhanam bölgesindeki aylık Soroptomist toplantısına konuk olarak davet edilmiştim. Bu grup, her ay toplanan,her biri kendi mesleklerinde başarı ile çalışmış, ancak günümüzde çoğunlukla emekli olmuş İngiliz hanımlar grubundan oluşmaktaydı.  Kendilerini sürekli olarak yenileyen, gelişime açık, pekçoğu da gönüllü kuruluşlarda çalışan bu hanımlar, bir psikolog olarak beni davet ederek, kendilerini yeni bilgilerle daha da zenginleştirmek istiyorlardı. ‘Anı yasamak ve farkındalikla’ ilgili konuşmamı merakla dinlerken, bana pekçok  sorular da yönelttiler.

Yine geçtiğimiz hafta, bir başka topluluk olan   ‘İngiltere Türk Kadınlar Derneği’ tarafından davet edildim. Bu dernekte de hanımlar, Soroptomist derneğindeki gibi, ilgi ile pekçok sorular yönelttiler ve de kendilerini geliştirmeye ne kadar açık olduklarını yinelediler!

Son olarak, geçtğimiz hafta sonu ‘Cem Evi’inde verdiğim konuşamada da, özellikle ergenlik dönemine değindik dinleyenler ile, ve gençlerimiz ile nasıl iletişim kurmamız gerektiği ve onları ‘kötü alışkanlıklardan nasıl koruyabiliriz’  başlıklı konuların altını çizdik.

Tüm bu derneklerdeki üyeler ile iletişim içine girmek, belki zihinlerinde stres olarak yaşadıkları sorulara cevap verebilmiş olmak beni müthiş derecede mutlu etti. Bir kez daha gördüm ki, biz hanımlar her zaman gelişime açık, ilerleme ve kendini geliştirme çabasındayız..

Elimde bir kitap var şu aralar, Ferzan Özpetek’in son çıkan kitabı.. Ferzan Öztepek kim derseniz,kendisi 70 li yıllarda İtalyaya yerleşen bir aydın. Yönetmenliğini yaptığı filmleri ve yazdığı kitapları ile tüm dünyada başarılı bir Türk Sanatçı, aydın olarak ismini duyurmuş bir sanatçımız.. Özpetek, kitabının pek çok yerinde, annesinden bahsederken yine, oldukça güçlü, ileriyi görebilen, açık ufuklu bir bayan olarak bahsediyor. Kültürlü, hoşgörülü ve açık bir bayan olarak oğlunun yurt dışına gitmesine her zaman destek olmuş, onu tamamen koşulsuzca sevmiş ve kabul etmiş bir bayan olarak bahsediyor! İşte kendini geliştirmiş ve her zaman destekçi bir bakış açısı sonunda kendi potansiyeline ulaşabilen bir çocuk yetiştiriyor ve ne güzel sonuçlara gidiyor Özpetek!

İşte bizlerin hayata nasıl baktığı, kendimizi nasıl yetiştirdiğimiz hemen kendi çocuklarımıza yansımakta. Çoçuklarımız, gençlerimiz bizim aynamız… Kendi içsel huzurumuz, kendi mutluluğumuz ve çevremizle olan  iyi ilişklierimiz, çocuk ve gençlerimizi şekillendirmekte. Çoğunlukla yinelediğim gibi, çocuklarımız birer sismograf olarak, çevrelerindeki her farklı enerjiyi hissetmektedirler.

Sevgili hanımlar, gelin kendimizi mercek altına alalım, olmakta olanı kabul edelim, kendimiz ile barışalim, kendimizi olduğumuz gibi kabul edip, sevelim! Her birimizden sadece bir tane olduğumuzu, kendi biricikliğimizi hiçbir zaman unutmayalım!

Think like a queen. A queen is not afraid to fail. Failure is another steppingstone to greatness.’ O. Winfrey

‘ Hanımlar,  kendinizi bir kraliçe gibi düşünün! Bir kraliçe, başarısız olmaktan korkmaz. Onun için her hata, kendi güzelliklerine giden bir küçük basamak taşıdır.’Oprah Winfrey 

Any time women come together with a collective intention, it's a powerful thing. Whether it's sitting down making a quilt, in a kitchen preparing a meal, in a club reading the same book, or around the table playing cards, or planning a birthday party, when women come together with a collective intention, magic happens.

Phylicia Rashad


‘Bir amaç için bir araya gelen kadınlardan müthiş bir güç doğar, bu bir nakış işlemek olabilir, bir yemek yapmak olabilir, bir kitap klübünde aynı kitabı okumak olabilir, bir doğum gününü kutlama planı olabilir. Kısaca, bir kadınlar topluluğu oluştuğu zaman büyülü bir durum oluşur.’

Phylicia Rashad