Ya çocuğumuz elimizden alınırsa?
Konuyla yakından ilgilenenler, İngiltere’de çocuklara ilişkin yasaların bir hayli zorluklara neden olduğunu düşünüyorlar. Haksız da sayılmazlar, çünkü okullarda henüz karar verme yetileri gelişmemiş çocuklara “aileniz size şiddet ya da baskı uygularsa arayın” diyerek telefon numaraları veriliyor örneğin. Ayrıca “aileniz size istemediğiniz bir şeyi yaptıramaz” diyerek, çocuklarla aileleri arasında, bence uçuruma da yol açıyorlar.
Düzenleme, çocukları ailenin elinden alıp “Foster Parents”lara verilmesi yönünde işliyor. Bu yüzden, birçok aile çocukları tarafından “istediğimi yapmazsanız bana verdikleri telefon numarasını ararım” tehdidine maruz kalabiliyor ya da onların “bana karışmaya hakkınız yok, sizin istediklerinizi yapmak zorunda değilim” gibi itirazlarıyla karşılaşıyorlar çoğu zaman.
İlk ve ortaokullarda (primary-secondary) bu yönlendirmeye maruz kalan çocuklar, durumun doğuracağı sonuçların farkında değiller. Dolayısıyla ailelerini 18 yaşına girene kadar göremeyeceklerini düşünemiyorlar.
Geçenlerde, bir aile tarafından yardımcı olabilir miyim diye arandığımda, duyduklarıma inanamadım. 5 yaşında bir çocuğun, öğretmeni ile yaşadığı küçük bir sorunu, ailenin İngiltere’den Türkiye’ye geri dönmelerine sebep olmuştu.
Okulda, sürekli öğretmenin kendisine bağırmasından şikâyet eden 5 yaşındaki çocuk, sonunda öğretmenine “sen beni dövdün” diyor. Çocuktan bu sözleri duyan öğretmen panik yapıyor ve müdüre gidiyor. Müdür odasına alınan küçük çocuk, aslında öğretmeninin ona vurmadığını, yalan söylediğini söylüyor. Tabii çocukla orada muhabbetleri de, çocuğun ağzından başka laf alma çabası içerisinde devam ediyor. “Annen baban seni dövüyor mu, bize söyle” diyorlar. O 5 yaşındaki çocuğun verdiği cevap, “babam bir defasında omzuma vurdu” oluyor. Çocuk, “Peki beni başka bir aileye mi verecekler?” diye okul müdürüne sorunca, “evet kısa bir süre için başka bir aileye verirler, annen baban akıllanınca geri ailene verirler” cevabını alıyor. Ve bunları konuştukları çocuk 5 yaşında!..
Tabii bu durumdan kendi yakasını kurtarmak isteyen okul yönetimi, dilekçe hazırlayarak sosyal servislere gönderiyor, durum büyüyor. Aileyi çağırıyorlar ve işlem başlattıklarını bildiriyorlar.
Benim edindiğim (aileye de ilettiğim) bilgiye göre, doktor raporu olmadan çocuğun aileden hemen alınması mümkün değil fakat alana kadar da uğraşabilecekleri yönünde oluyor. Ve bunun süresi de 90 gün. Bu durumda aileye Citizen Advice Bureu’ya giderek konuyla ilgili bilgi almaları ve akabinde bir polis raporu edinmeleri gerektiğini bildirdim. Annesi çocuğun psikolojisinin bozulduğunu, okuldaki öğretmenler tarafından kendisine bile bağırıldığını söyledi.
Onlardan yeni bir haber beklerken, aldığım bir telefonla ailenin, aldıkları cevaplardan tatmin olmayarak 2 gün içerisinde İngiltere’yi terk ederek Türkiye’ye geri döndüğünü öğrendim.
Bu kadar kolay mıydı? Belki de burada kalsalardı hakikaten çocuğu ailenin elinden alana kadar uğraşacaklardı. Bu yüzden birçok çocuk ailesini tehdit eder durumda, artı çoğu aileler çaresiz. Tabii ki şiddete maruz kalan çocuklar bir şekilde korunmalılar fakat bir söze bakarak da kanun uygulanabilmesi bu kadar kolay mı?
Bir öğretmenin şikâyet edilmesi durumundan korkarak yaptığı akıl almaz oyunun neticesi bu.
Öğretmenin korkmasının ardında da mutlaka bir neden olduğuna inanıyorum. Yarası olan gocunur çünkü…
Varın gerisini siz düşünün…