Geçenlerde düşünüyordum, hep babama yazdım şiirlerimi. Hep babam dedim dostlarımla yaptığımız sohbetlerde. “Babamları aradım bugün...” “Babamlarla şuraya gittik, buraya gittik...” Ne yapayım, hayatta en değer verdiğim, en çok sevdiğim erkek babam... Bizim de zaman zaman kırgınlıklarımız olmuş olabilir ama her ne konuda olursa olsun, her şeyi babamla konuşabilen bir kız çocuğuydum. Kendimi bildiğim günden beri hayatımda beni her konuda destekleyen, yanımda olanımdı. Hala da öyle... O yüzden babamı üzecek her şeyden kaçınırım, “o mutlu olsun yeter” diyebilen, her şeyi onunla paylaşabilen babacı bir kız evlat oldum hep. O benim her şeyim, canım, değerlim, bıdığım... Çocukluğumda olsun, şimdi olsun bana hep güvenen ve hata yapmalarıma izin vererek, doğru yolu bulmak için çaba göstermemi sağlayandır babam. Zaten küçükken “Sen kimin kızısın?” diye sorduklarında “Babamın kızıyım” derdim, övünerek...

 

Hesapta bir cümle yazıp anneme getirecektim konuyu, anneler gününe. Onu bile yapamadım.

Dün Can Yücel ile ilgili şu yazıyı gördüm;

Can Yücel'e sormuşlar; "Neden hep babana şiir yazıyorsun?" demiş ki, "Anneme olan sevgimi yazacak kadar şair değilim."

Beni ancak bu sözler kurtarır diye düşündüm ama aynı şeyi hissetsem de sadece düşünüp geçmek istemedim tabii.

Bazı anneler vardır kendi çıkarları ya da rahatları için çocuklarını terkeden, bazıları vardır evinden, hayatından kovan... Ben onlara anne diyemiyorum. Kimse de diyemez sanırım.

Ama benim annem ve annem gibi anneliğin hakkını veren, ‘öz’ olsun ‘üvey’ olsun gerçek anneler de var, işte ben o annelerin ellerini bir kenara bırakın, en içten samimiyetimle ayaklarının altından öperim.

Şimdi ben de bir anneyim. Annelerin çocuklarını yetiştirirken, onları korumaya çalışırken çektikleri zorlukların aynısını ben de yaşıyorum.

Benim annem de o zorlukları yaşayanlardan...

Hele de 70-80’li yıllar arasında anne olmak... Bakkaldan çocuklarına ekmek almak için evden çıkıp, evde bıraktığı çocuklarına ulaşmak isterken kurşunların arasında kalarak, kucağındaki ekmeklerle ölümden dönen... Bize sevgisini, şefkatini gösteren, doğruluğu, insanlığı öğreten canım annem.

Halen Türkiye’ye ziyaretlerine gittiğim zaman, ben çok seviyorum diye sabaha karşı saat 04:00’te de girsem eve, taze taze yiyebilmem için, böreği ben içeri girdiğim anda fırından çıkararak, bana ne kadar özen gösterdiğini anladığım bir annem var. İyiki de var.

(Ben olsam akşamdan yapıp hazırlardım.)

Belki annem için şiir yazamadım ben de ama annemi ve anneliğin hakkını veren bütün anneleri saygı ile selamlıyorum...

Ve

Yeniden tekrarlıyorum;

Benim annem ve annem gibi anneliğin hakkını veren, ‘öz’ olsun ‘üvey’ olsun gerçek anneler de var, işte ben o annelerin ellerini bir kenara bırakın, en içten samimiyetimle ayaklarının altından öpüyorum.

Anneler gününüz kutlu olsun.