Hani Orhan Veli der ya "İstanbul’u düşünüyorum, gözlerim kapalı"
Bense şöyle diyorum; Bir ülke düşünün ki ister gözün açık olsun ister kapalı birçok alanda hiçbirşeyine güveneme!
Futbolcusundan yöneticisine, sanatçısından üniversite öğrencisine aklına kim gelirse
ya hapse girmek üzere,
ya hapiste,
ya “pardon” deyip salıverilmekte, ya da yıllardır tahliye beklemekte.
Futboldan sonra Türkiye’deki ünlü dizilerin izlenme oranlarına da şike karıştığı ortaya çıkmış.
Yapımcı şirket çok reyting alıyor diye Reklam firmasına dizinin adını veriyor, bu şirketlerde reklamlarını adı geçen diziye veriyor.
Bu o kadar büyük, milyar dolarlarla ölçülen bir pasta ki,
kim en büyük dilimi kaparım diye hile üstüne hile yapıyor.
Cüppesi olan bir hoca vardı.En son jet-ski’ deydi. Benimle aynı zevki paylaşan bu hoca ülkemizde yaşıyor diye pek hoşuma gitmişti, şimdi duydum ki en çirkin suçlamayla o da hapse atılmış.
Çıkmamış kitabın yazarı da, yapılmamış darbenin Genarali de hapiste ve ne zaman yargılanacakları meçhul.
Bir talebenin en masum isteği olan ( ücretsiz okul istiyorum ) pankartla yürüyüşü bile hapis cezasıyla sonuçlandı. Neyse ki hatadan dönüldü de çocuklar serbest bırakıldı.
Ama bu olay öğrencilerin okuldan atılmalarını önleyemedi.
Tabii durumlar herkes için aynı değil.
Karnını doyurmak için marketten yemek çalan çocuk hapse girip çıktıktan sonra sabıka kaydı olduğu için ömür boyu iş bulmakta zorlanırken bir diğeri göz göre göre çaldıkları halde omuzlarda taşınıyor.
Kim suçlu kim masum belli değil...
Öyle bir insan trafiği var ki habire birileri hapse giriyor, birileri çıkıyor, birileri de sırada.
Bu trafiği takip etmeye imkan yok, yetişmek çok zor.
Önce suçlu oldukları için giriyorlar, sonra suçsuz oldukları anlaşılıyor anlaşılmasına da dışarı salıverilmeleri yıllar sürüyor.
İster beğen ister beğenme bu cümle başka türlü olmuyor.
Zaten çoğunun tam olarak niye hapse girdiğini bilmiyorum. Eminim kime sorsam bir cümleyle açıklar da , yok ! sormuyorum...
Biraz ipin ucu kaçtı gibi geliyor bana, onun için bıraktım kafam dağınık kalsın.
Bazı evlere öyle bir ateş düştü ki cayır cayır yanıyor.
Anneler, babalar, evlatlar, dostlar, düşmanlar herkes adaletin yolunu gözlüyor.
Tam olarak adını hatırlayamadığım ünlü bir İtalyan hukukçusu şöyle der;
“ Bir tane suçsuz kişiyi hapse atacağıma bin tane suçlunun dışarda gezmesini tercih ederim”