Kim görse aynı soruyu soruyor..
28 Şubat sivillere uzanır mı? Kapsamı genişletilip herkesi içine alır mı?
Başbakan gideceği yere kadar gitsin mesajı verdiğine göre bu iş askerlerle sınırlı kalır mı kalmaz mı?
İşadamlarına, hakimlere, savcılara, YÖK’e, üniversitelere, bürokratlara, valilere, kaymakamlara, polis müdürlerine, gazetecilere, yazarlara, çizerlere uzanır mı uzanmaz mı?
Soru bu..
28 Şubat’ın akıbeti..
*
Sorulunca bilmiyorum denmiyor..
Sivillere uzanır, uzanmaz diye papatya falı açacak halim de yok..
Biraz araştırdım..
Çıkan sonuç şu..
Sivillere uzanmaz.. Sivillere uzanmasının önünü AKP iktidarı kesti.. Yasayla kesti..
2004 yılında yeni bir ceza kanunu yaparak kesti..
Durun durun..
AKP iktidarı 28 Şubatçıları kolladı sonucunu çıkarmayın.. Faşizm kokan bir yasa maddesinde temizlik yaptı.. Demokrasinin güçlenmesi için..
*
Sivillere neden uzanmayacağını anlatayım..
Anlatayım ama bu günlerde her iki sözünden biri ‘intikam’ olanlar hukuku sevmemeye başladı..
Bir hafta, on gün kadar oluyor..
Hürriyet gazetesinde Taha Akyol hukuki açıdan sivillere uzanamayacağını çünkü zaman aşımına uğradığını yazdı.. (18 nisan )
Kıyamet koptu..
Söylenmedik laf bırakılmadı.. Anında linç ayini düzenlendi..
Ciddi ciddi; ‘kanun ne yazarsa yazsın destekleyen herkesin cezalandırılması adaletin gereğidir’ diye yazan bile çıktı..
Talep açık; boş verin yasayı, intikam alalım!..
*
Biz yasaları boş vermeyelim..Yasaları boş vererek hukuk devleti olunmaz..
Peki yasa ne diyor?
Gelin buna bakalım..
*
Özel yetkili savcı soruşturmayı TCK’nin 312. maddesine dayanarak açtı..
Nedir bu?
Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir..
Dikkat, yasa..
Cebir ve şiddet kullanarak diyor..
Yazı yazarak, destek vererek, alkışlayarak demiyor..
Cebir ve şiddet şart..
*
(Burada geniş bir parantez açalım.. 28 Şubat’ın içinde apoletsiz sivil paşalar varsa.. Karargâha gidip sık sık toplantılar yapıp operasyonun bir parçası olmuşlarsa.. Akıl vermişlerse.. Üniformasız üniformalı gibi çalışmışlarsa başka.. Onların askerlerden farkı yok demektir.. Siviliz diye paçayı kurtaramazlar.. Darbe eylemi varsa ki bunu mahkeme tespit edecektir- darbenin asli unsurudurlar.)
*
‘Cebir ve şiddet kullanarak’ ifadesinin neden üzerinde durduğumu söyleyeyim..
Yasa, Meclis Genel Kurulu’na geldiği zaman yasa metninde ‘cebir veya tehdit kullanarak’ denilmişti..
Önerge verilerek bu ifade ‘cebir ve şiddet kullanılarak’ şeklinde değiştirildi..
Niye mi?
Gerekçesi şöyle..
“Anayasamızda güvence altına alınmış olan ifade ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında kullanılan hakların bu suç kapsamında değerlendirilmeyeceğinin daha açık bir biçimde vurgulanması ve bu bakımdan ortaya çıkabilecek tereddütlerin giderilmesi için böyle bir değişikliğin yapılması gerekli görülmüştür.” (Aktuk Gökçen, Gerekçeli Ceza Kanunları, s; 520)
*
Yasa koyucu, tehdit ifadesi farklı yorumlanrsa, ifade özgürlüğüne zarar verir düşüncesiyle yasadan çıkarmış..
Cebir veya tehdit kullanarak ifadesini tehlikeli bulmuş..
Cebir ve tehdit demekten bile kaçınmış..
Cebir ve şiddet demiş..
Netleştirmiş..
*
Savcılık soruşturmayı 312. maddeden açtığına göre, mesele açık ve net..
Sivillere uzanmaz..
Şunu da söyleyeyim.. Ergenekon’dan farkı şu..
Savcılık, silahlı terör örgütü iddiasıyla soruşturma açmadı.. Cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten açtı..
Darbeden yani..
*
Gelelim AKP iktidarı sivilleri kurtardı sözüne..
İzah edeyim..
312. maddenin eski TCK’deki karşılığı 147. maddeydi..
Şöyle diyordu..
“Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetinin, cebren ıskat veya vazifeyi görmekten cebren men edenlerle bunları teşvik eyliyenlere ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası hükmolunur”
Dikkat!..
Eski yasa teşvik eyliyenleri de kapsıyordu..
Bu yasa yürürlükte olsaydı teşvik eyleyenler kapsamına kimler girmezdi ki..
Siviller AKP sayesinde yırttı demem bundan..
*
Şunu da söylemem lazım.. ‘Teşvik de biraz önce izah etmeye çalıştığım ‘tehdit’ gibi rahat kullanılabilecek, istenildiği yere çekilebilecek bir tanım..
Bu sebeple ifade özgürlüğünün önünde engel..
Her eleştiriyi tehdit kabul et..
Teşvik kabul et..
At içeri!..
Böyle işler olur olmasına da faşizmde olur!..
*
Gelelim sadede..
Peki ne olmalı?
28 Şubat konusundaki hassasiyeti bilinen Yeni Şafak’tan Ali Bayramoğlu meselenin kapsamını çok güzel çizdi..
Şöyle dedi..
“Kimilerinin yaptığı kanun önünde suçtur. Kimilerinin yaptığı etik ve ahlaki kabahattir. Bir başkasınınki yüz kızartıcı siyasi tutum ya da angajmandır. Hiçbir sorumluluk geçiştirilemez, her biri yaptırım, ifşa ve tartışma gerektirir.”
Aynen katılıyorum..
28 Şubat denen postmodern darbede..
Suç var.. Suçlu var..
Ahlaki kabahat var.. Kabahatli var..
Bu ayrıma dikkat edersek, torbalama yapmazsak, önüne geleni içine atmazsak sonuç alırız..
Sulandırmayız..
(Milliyet)