Okuyunca anlaşılabilir: Ulusal Birlik Partisi’nde (UBP) tüzüğe (*) baktığımızda gördüğümüz şeyi Türkiye’de CHP’de bile görmek zor.

O denli…

Ama ilginç bir şekilde UBP, tüzüğünde yazanların hilafına bir parti tadından anılmaktadır ki –takıntılı ideolojik bakış açılarının ötesinde- bir gerçeklik var bunda…

Siyasete olan güvensizliğin yegâne sorumlusudur UBP.  

**

Peki, Ulusal Birlik Partisi ne denli UBP’lilerindir?

Açık konuşalım;

‘Devleti Kuran’ UBP, hırsızların, işsizlerin, lobicilerin ve mafyatik tiplerin partisi olmamalıdır.

Kurultay süreci ardından yeni genel Başkan en evvel bu işe bakmalıdır…

UBP’yi bilenler, daha doğrusu gerçek “UBP’liler”ne demek istediğimi gayet iyi anlamışlardır.

**

11 Ekim 1975’te kurucusu Denktaş’ın ardından partide Genel Başkanlığa gelen bir tek Derviş Eroğlu, ‘kendisini seçenleri’ şaşırtmıştır

Nejat Konuk, Osman Örek ve Mustafa Çağatay atama ile Genel Başkan oldular…

Derviş Eroğlu seçimle

Ama o da tutmayan “kolay lokma hesabı” diye…

Sonra Tahsin Ertuğruloğlu

‘Emanetçi’ olsun diye…

İleri geri direnir tabi olabildiğince fakat nâfile

Hüseyin Özgürgün de İrsen Küçük travmasının ardından ilk akla gelen çözümdü…

Partide güçlenmeye başlayınca da genel başkanlık koltuğunda gözü olanlar -daha kolay lokma olur diye- Tatar’a destek açıklayınca Ersin Tatar genel başkan oldu.

Yani UBP tarihi boyunca Dr. Derviş Eroğlu dışında kendisine lider seçmemiştir.

O da bir hesap hatası, yanlış öngörü olarak!

**

Örek ve Konuk Lefkoşa’dandı.

Çağatay Girne.

Başkenttekiler anlaşmayınca Mağusa’lı Eroğlu seçildi.

Sonra gelenlerden Ertuğruloğlu, Küçük, Özgürgün, Tatar yine Lefkoşa…

Bu kayda göre de favori olarak Hasan Taçoy ile Faiz Sucuoğlu öne çıkıyor…

**

Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi UBP’de de kurultay iki turlu olacak.

İkinci turda kayıtlıların yarısının ancak geleceği öngörülen UBP üyeleri, partiye “liderlik yapabilecek” olanı mı yoksa sonraki kurultayda “indirebilecekleri” birini mi başkan seçecekler?

Soru budur!

Şimdi de favorilere biraz da asıl bu gözle bakın…!

(*) NOT:

UBP Tüzüğü’nün 8 “ibretlik” maddesini de şuraya bırakalım, bulunsun:

(1) Halkımızın, kendi kaderini tayin etme hak ve yetkisini kullanarak kurmuş olduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını; ulusal ve toplumsal birlik ve beraberliğini ve ülke bütün­lüğünü sağlamak;

(2) Cumhuriyet Anayasası’nın öngördüğü demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini ve parlamenter düzeni tüm kurumlarıyla yaşama geçirmek;

(3) Yurttaşların ve toplumun huzur ve refahını, güvenliğini, temel hak ve özgürlükleri gözeterek demokratik yol­larla sağlamak;

(4) Tüm yurttaşların insanlık onuruyla bağ­daşan bir yaşam düzeyine ulaşmalarını sağlamak; ekonomik bakımdan güçsüz olanlar ile özel olarak korunmaya ihtiyaç duyulanları korumak ve işsizliği önlemek;

(5) Cumhuriyet Anayasası ile büyük önder Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin yön verdiriciliğinde, sınıfsız ve ayrıcalıksız bir toplum yaratmak;

(6) Sosyal adaleti ve sosyal hukuk devleti­ni gerçekleştirmek;

(7) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, dünya devletleri ailesinin saygın, güve­nilir, geleceğinden emin, onurlu saygın­lığından hiçbir koşul altında ödün ver­meyen güçlü ve dostluğu aranan eşit bir üyesi durumuna getirmek;

(8) Kıbrıs Türk Halkı’nın, Türk Ulusu’nun ayrılmaz bir parçası olduğunu içtenlikle kabul ederek, Türk Ulusu’nun tüm tarih, kültür, dil ve din mirasını paylaştığımız Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerimizi öncelikli bir yaklaşımla geliştirmek ve her konuda bütünleşmek.

(8.1) Ulusal Birlik Partisi, amaçlarına ulaş­mada Atatürk’ün ilke ve devrimlerinden, onun milliyetçilik anlayışından ve Türk Ulusu’nun tarihi, milli ve mane­vi değerlerinden; çağdaş medeniyet seviyesine ulaşma aşkından alacağı ilhamla ve demokratik hukuk düzeni içerisinde ulaşılabileceğine inanır. Amaçlarına ulaşmada ve bütün faaliyetlerinde her türlü dil, din, mez­hep, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, inanç ve benzeri sebeplerle yurttaşlar arasında ayırım gözetmeyi reddeder.

(8.2) Ulusal Birlik Partisi, amaçlarına ulaş­mada aşağıdaki Temel İlkeleri gözetir:

(8.2.1) Üzerinde yaşadığı toprakları kendine yurt yapmak ve bu topraklar üzerinde özgürce ve insanca yaşamak amacıyla yıllar­ca mücadele eden mukavemetçi ve mücahit  halkımızın özgür iradesini egemenliğin tek kaynağı ve gerçek sahibi olarak görmek; demokratik devlet yapısının oluşumunda ve biçimlendirilmesinde en etkili güç ve en son karar mercii olarak saymak ve saydırmak;

(8.2.2) Toplumsal hak ve çıkarların; ulusal, manevi ve kültürel değer­lerin sürekli savunucusu olmak ve onlara, her zaman inançla ve kararlılıkla sahip çıkmak.

(kibrispostasi.com)