CTP Parti Meclisi (PM) aslında sürpriz olmayan bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın mecliste yapacağı konuşmaya katılmama kararı aldı.
Sürpriz miydi?
Tabii ki değil…
Değil çünkü yıllardır, CTP Parti Meclisi’nin toplanıp da aldığı hangi karar müsbet/onaylayıcı olmuş ki!
Su protokolünde de öyle yapmadı mı?
Türkiye ile imzalanan protokollerdeki anlaşmazlık konularında da…
Hatta CTP PM’nin önüne “sorusu veya konusu” belirtilmeyen bir metin konulsa ve şıklar da Evet-Hayır, Olumlu-Olumsuz veya Katılıyorum-Katılmıyorum seçeneği konulsa PM geleneğine göre hep negatif olan seçiliyor…
CTP yönetimi, bir konuyu Parti Meclisine götürüyorsa bu, herhangi bir konuda sorumluluğu üzerine almamak içindir!
SoL’culuğu karşı olmak anlıyorlar.
Parti değil Çarşılar…
Her şeye karşılar!
**
Ne var ki siyaset üretmiyorlar bir türlü…
TAM DA BU YÜZDEN BÜTÜN TUZAKLARA DA DÜŞÜYORLAR!
Hem kaba dâhili, hem de ince harici tuzaklara!
TDP’nin peşine takılıyorlar öncelikle.
HARMANCİ-AKINCI belirliyor kararları…
Zaten günün sonunda; kendi içlerinde aday bulamayıp ya da daha tuhafı adaylarını beğenmeyip gidip Harmancı ve Akıncı’ya oy veriyorlar zaten…
Öyle değil mi?
**
İlginizi çekmiş olabilir: Dışarıdan gelen tuzaklara gelince…
Bir süredir SİYASET VE KIBRIS’ı bilmeyen teknokrat siyasetçiler VE BİLHASSA EKİPLERİ ile BURADAKİ SOĞUK SAVAŞÇI/NATO’CU AHPAPLARI APAÇIK Kİ BİR KAOS DÜZENİ YARATMA PEŞİNDELER!
İki devleti savunan ‘sağ’ partileri nasıl paramparça ettiklerini Netflix dizisi tadında izliyoruz…
Kaosun tamamlanması için elbette Sola da el atmaları gerekti!
Yaptılar!
Genelde vakitsiz öten horoz gibi erken yazıyorum, ama sonra anlar hak verirsiniz: CTP’yi KKTC’nin HDP’si yapma peşindeler…
Yukarıda da belirttiğimiz hususlar ve eklenecek nice parti içi karmaşalar nedeniyle CTP de günahsız değil aslında.
Sol bir parti olarak; Türkiye deki Kürt milliyetçilerinin peşinde büyük bir zevkle koşuyorlar mesela…
‘Yurtseverlik’ gibi kavramları bile oradan mülhem kullanmayı sıklaştırdılar.
Dertleri de aynı.
HDP’nin koştuğu Kürt milliyetçiliğine muadil Kıbrıs milliyetçiliği yapmak!
Ancak hakkını yemeyelim; ERDOĞAN’A “MECLİSTE KONUŞTURMA YAPTIRMAK” ÖNEMLİ BİR STRATEJİK HAMLEYDİ!
CTP kendisinden beklenildiği gibi davrandı ve kaos düzeni yaratmak isteyenlerin suyuna gitti.
Meclise katılmayarak Ak Parti-MHP iktidarda olduğu sürece, KKTC’nin HDP’si olmayı göze aldı!
Elbette HDP gibi kapatılma tehlikesi yok ama sağ partiler bu kadar dağılmışken iktidar olma şansını da iyice azalttı CTP.
Haklı sebepleri de yok değil;
Aylardır kapıları çalınmıyor…
Muhatap alınmıyorlar ama Meclise katılmaları bu açıdan da önemliydi.
Kendilerini muhatap almayanların planlarını terse çevirip zor duruma düşüreceklerdi…
Göremediler.
Ahmet Yönlüer bile tepkinin Erdoğan’a değil Fuat Oktay’a ve ekiplerine olması gerektiğini çok incelikle belirtti mesela…
ŞİMDİ TEPKİ VERDİKLERİ, SİYASETEN EN AZ TEPKİ VERMELERİ GEREKEN KİŞİ OLDU!
**
CTP’nin de iki devletçi sağ partilerin de anlamadığı ve çıkaramadığı sonuç şu;
KKTC’DE OYUN KURANLAR –BEKLENENİN AKSİNE- MUKTEDİR BİR İKTİDAR İSTEMİYOR!
Muktedir bir iktidar olursa çünkü tüm hesap hataları ortaya çıkacak!
Çok uyardık meraklısını…
**
Tufan Erhürman kitabına göre istifa etmeli. Çünkü “göğe bakmaktan” oyun kurucuları göremiyor.
Ama ‘göğe bakanlar” istifa edemez.
Anlayanını da belli ki dinlemiyor. Ya da bilemem belki de sözü geçmiyor.
Bu işte seni koltuğa oturtanları önce yiyeceksin ki, koltuk senin olsun.
Önce buna çalışsın Sayın Erhürman.
**
CTP, HDP’lileştirilmesi çerçevesinde numarayı yuttu.
Böylece oyun kuranlar nezdinde ışık, başka tarafa dönecek.
Kendilerine değil.
Barış ve özgürlük bayramında verilecek müjdeler kadar Meclis boykotu, yani iç barışın sağlanamaması da hatırlanacak.
Kaos istemeyen birileri olsa; Acaba neden? Ya da nerede hata yapıyoruz, diye sorar.
Zamanında secim propagandasını bile yaptığımız, Ersan Saner,'den daha fazla destek verdiğimiz Talat bile bu protestoya destek vermişken hem de...
Dedik ya amaçları kaos, sistem ya da düzen değil!
Çünkü aslında bu bir fırsattı: CTP sayesinde "Kaos must go on".
(Kıbrıspostası'ndan)
