Türkiye ile Suriye arasında savaş olur mu? Sık yöneltilen soru bu... RTE Suriye’ye girmek, saldırmak için bir bahane bulur mu, yaratır mı... Veya bunu yapabilir mi? Bu soruya yanıt arayacağız.
RTE dün yine yüksekten attı tuttu, Kılıçdaroğlu’na saldırdı (Kılıçdaroğlu RTE ile ne görüştülerse noktasına kadar açıklamalı! RTE ile ciddi ve kısa vadeli bir ilişki bile kurulamayacağı görülüyor!)... Bu kez Mimar Sinan üzerinden konuşarak, eski Osmanlı topraklarını malı mülkü olarak gördü. Yönetme ve teba oluşturma hırsının endazesi kaçmış durumda!
Şüphesiz dün de Suriye’de yüzü aşkın insanın öldürülmesinin onaylanacak hiçbir yönü yok. Suriye’de kan akmasın isteniyorsa, Suriye muhaliflerinin silahlandırılarak Esad’a saldırtılmasına son verilmeli... Esad rejimini yıkma amacı, uluslararası bir proje olmaktan çıkartılmalı ve bu ülkede demokratikleşme, normalleşme teşvik edilmeli! Ama niyet bu olmadığı için Esad’a karşı kışkırtma artarak süreceğe benzer... ABD, Suudileri, Katar’ı, Türkiye’yi öne sürerek uzaktan yol almaya çalışıyor...
Aslında Suriye meselesi, Türkiye ile Suriye arasındaki bir sorun değil. Hiç değil!
Suriye Yönetimi, ABD, Fransa ve İngiltere’nin sorunu! Bu saldırgan üçlü, Libya’dan aldıkları (kolay) hızla, Suriye’yi de çökertebileceklerini sandı! Kısa bir düşünce talimi, Ortadoğu güçleri analizi, bunun pek de öyle kolay olmadığını gösterdi...
Onların gördüklerini, Ankara göremedi.
“Stratejik Derinlik” kitabıyla Dışişleri koltuğuna oturan Davutoğlu, Başbakan ile birlikte, uygulamada stratejik sığlık örnekleri verdi. Suriye’yi analiz etmek, o kadar zor değil. İki kilometrelik derinlikli bakış gereken bölgeyi 100 metrelik bir bakışla anlamaya çalışırsan, kayalara bindirirsin.
İktidarın hatası, Libya örneğinin hemen Suriye’de de uygulanabileceğini sanması ve “önalması”dır.
Birleşmiş Milletler’den umdukları Suriye kararı çıkmayınca, BM’yi eleştirip durdu iktidarımız! Bir an önce “bu iş olup bitsin” çabasına giriştiler ve sabırsızlıkları tavan yaptı!
***
Oysa, Rusya ve Çin olmadan Suriye’ye dışarıdan ve doğrudan askeri müdahale zor, dahası bugünkü koşullarda mümkün değil... ABD (Fr. ve İng. de) aptal değil. Bir Ortadoğu veya bölgesel savaş, geri zekâlılık. Suriye rejimini biraz daha uzun zamanda ve çok daha “ucuza” yıkma fırsatını bekleyebilirler ve bunun koşullarını yarabilirler...
Şimdilik devreye soktukları, kaçak ve muhalif askerleri örgütleyerek, para ve silahla destekleyerek, iç savaşı kışkırtmak... Ne kadar çok Suriyeli ölürse, o kadar hızlı bir dünya kamuoyu yaratabilirler. Yani “strateji”, Suriyelilerin ölmesi-öldürülmesi üzerine kurulu.. esas ahlaksızlık bu değil mi!
ABD ve Batı, Ankara ile bu konuda ayrıştı. Ankara belki biraz aldatılmışlık duygusu ile hadi yıkalım, havasında.. Oysa bu “hava”, Batı ile Doğu’yu karşı karşıya getirir.
Ortadoğu’da atılacak adımları, izlenecek yolu Ankara değil ancak ABD belirleyebilir! ABD üstelik seçim arifesinde, Ankara’nın oldubittilerine evet demez.. Önceki günkü Wall Street Journal’da yer alan ve Türk uçağının Suriye’nin hava sahası içinde vurulduğunu açıklayan haberini bu çerçevede değerlendirmek doğru olur. Bunları yazarken, RTE’nin WSJ’e ateş püskürmesini seyrediyorum! Namert diyor gazeteye: Kim o kaynak açıkla!
Bu gazeteler, ciddi bir kaynak olmadan bunu haber yapmaz. RTE istedi diye de kaynak açıklamaz.. Ama haberini Pentagon çevresine dayandırdığı kestirilebilir! WSJ aynı zamanda, Uludere’deki insansız uçakların görüntü alma konusunu da açıklamış ve bombalamanın tamamen TSK’nin kararı olduğunu belirtmişti!
ABD, özetle, benim çizgimden çıkma, diyor!
***
Peki, RTE, Suriye ile savaşır mı?
Uluslararası durum, buna pek olasılık vermiyor.. Ama iktidar buna rağmen, Suriye ile çatışır mı? Suriye’nin yanında Rusya ve İran olmasına rağmen?
Olasılık yok kadar zayıf. Ama sınırda “Suriye’yi dövecek” küçük bir başarıya imza atmak isteyebilir.. Bir uçak vb. düşürmek gibi! Sınıra askeri yığınak, aslında sadece RTE’nin şiddetine uygun bir gelişme: “Adam konuştu, işte silah da gönderdi” dedirtiyor..
Bu çerçevede, Türkiye’nin Suriye’nin yıkılmasında ne yararı olabilir, sorusuna yanıt aramalıyız.. Var mı?
(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)