Suriye bu baharda yeni gelişmelere gebe. Rejim karşıtı güçler yeniden atağa kalkarak iç savaşın saplandığı çıkmazı aşmaya çalışacaklar.
Bunun hem askeri hem de diplomatik işaretlerini görmek mümkün.
Askeri anlamda önemli değişiklikler var. İsyancı güçler devlete ait hava üslerini ve uçakları ele geçirdiler. Bu günlerde yerden havaya atış yapan silahları da var artık.
Bu da Suriye hava kuvvetlerinin elinde artık daha az uçak bulunduğu, hala kullanılabilir olanların da daha yükseklerden uçmak zorunda kalacağı anlamına geliyor. Özellikle de helikopterler büyük risk taşıyor ve halıhazırda birkaç helikopterin düşürüldüğü biliniyor.
Hava kuvvetlerinin elinde hedefleri yüksekten vurabilen hassas güdümlü füzeleri yok ve bu nedenle de hedefleri vurabilmesi için "yavaş ve alçak" uçuş yapması gerekiyordu. Şimdi artık yükseklerden uçmak zorunda kalacak ve bu da hedefe isabet oranının daha da azalması anlamına gelecek.
Kuvvetler dengesinde terazinin rejim güçleri lehine ağır basmasındaki ana unsur hava gücüydü. Ama artık bu yeni gelişme ile ağır bir darbe almış bulunuyor.
Suriye hava kuvvetlerinde yaklaşık 400 sabit kanatlı uçak ve 200 kadar da helikopter bulunuyor. Ancak bunların tamamı çalışır halde değil ve İran ile Rusya'nın tüm gayretlerine karşın, bu hava araçlarını havada tutubilmek için gereken yedek parçaları düzenli bir şekilde temin etmek zor oluyor.
Kış aylarında muhalif güçlere kara operasyonlarında kullanmak üzere daha iyi silahlar gitti. Hırvatistan'dan muhaliflere düzenli bir silah akışı olduğu görülüyor.
Bu silahların parasını Suudilerin ödediği ve silahların uluslararası cihadçı hareketle aynı saflarda yer alan gruplara yönlendirilmediği iddia ediliyor.
Silahların bir kısmı şimdilerde Şam'a karşı yeniden başlatılan saldırılarda kullanılıyor. Muhalifler, Şam'a doğrudan saldırılarla Halep'te elde edinilen kazanımların yeniden kaybedilmesini önlenmeye çalışıyorlar.
Güneyde ise, Times of Israel gazetesinin haberine göre, Suriye-İsrail sınırındaki tüm köyler bu hafta Esad karşıtı güçlerin eline geçmiş bulunuyor.
Gazete, sınır kapısı Kuneitra'nın alınmamış olmasını ise kapının konumunun siyasi hassasiyet taşıyor olmasına bağlıyor. Eğer bu doğruysa, demektir ki sınırdaki rejim güçleri ile Şam arasındaki bağlantı kesilmiş durumda.
Bahar saldırısının bir başka nedeni de diplomatik. Londra'da konuşan yeni ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, perşembe günü Roma'da yapılacak olan "Suriye'nin Dostları" toplantısının laf olsun diye yapılan bir toplantı olmayacağına dair söz verdi.
Bu da Özgür Suriye Ordusu'na uygulanan silah ambargosunun kaldırılması yönünde bazı adımlar atılacağı anlamına gelebilir. Kerry aynı zamanda Esad'ın çekilmesi gerektiğini de söyledi ve böylece bu konuda taviz verilebileceği yolundaki söylentilerin doğru olmadığına da işaret etmiş oldu.
(CNN Türk)
Askeri anlamda önemli değişiklikler var. İsyancı güçler devlete ait hava üslerini ve uçakları ele geçirdiler. Bu günlerde yerden havaya atış yapan silahları da var artık.
Bu da Suriye hava kuvvetlerinin elinde artık daha az uçak bulunduğu, hala kullanılabilir olanların da daha yükseklerden uçmak zorunda kalacağı anlamına geliyor. Özellikle de helikopterler büyük risk taşıyor ve halıhazırda birkaç helikopterin düşürüldüğü biliniyor.
Hava kuvvetlerinin elinde hedefleri yüksekten vurabilen hassas güdümlü füzeleri yok ve bu nedenle de hedefleri vurabilmesi için "yavaş ve alçak" uçuş yapması gerekiyordu. Şimdi artık yükseklerden uçmak zorunda kalacak ve bu da hedefe isabet oranının daha da azalması anlamına gelecek.
Kuvvetler dengesinde terazinin rejim güçleri lehine ağır basmasındaki ana unsur hava gücüydü. Ama artık bu yeni gelişme ile ağır bir darbe almış bulunuyor.
Suriye hava kuvvetlerinde yaklaşık 400 sabit kanatlı uçak ve 200 kadar da helikopter bulunuyor. Ancak bunların tamamı çalışır halde değil ve İran ile Rusya'nın tüm gayretlerine karşın, bu hava araçlarını havada tutubilmek için gereken yedek parçaları düzenli bir şekilde temin etmek zor oluyor.
Kış aylarında muhalif güçlere kara operasyonlarında kullanmak üzere daha iyi silahlar gitti. Hırvatistan'dan muhaliflere düzenli bir silah akışı olduğu görülüyor.
Bu silahların parasını Suudilerin ödediği ve silahların uluslararası cihadçı hareketle aynı saflarda yer alan gruplara yönlendirilmediği iddia ediliyor.
Silahların bir kısmı şimdilerde Şam'a karşı yeniden başlatılan saldırılarda kullanılıyor. Muhalifler, Şam'a doğrudan saldırılarla Halep'te elde edinilen kazanımların yeniden kaybedilmesini önlenmeye çalışıyorlar.
Güneyde ise, Times of Israel gazetesinin haberine göre, Suriye-İsrail sınırındaki tüm köyler bu hafta Esad karşıtı güçlerin eline geçmiş bulunuyor.
Gazete, sınır kapısı Kuneitra'nın alınmamış olmasını ise kapının konumunun siyasi hassasiyet taşıyor olmasına bağlıyor. Eğer bu doğruysa, demektir ki sınırdaki rejim güçleri ile Şam arasındaki bağlantı kesilmiş durumda.
Bahar saldırısının bir başka nedeni de diplomatik. Londra'da konuşan yeni ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, perşembe günü Roma'da yapılacak olan "Suriye'nin Dostları" toplantısının laf olsun diye yapılan bir toplantı olmayacağına dair söz verdi.
Bu da Özgür Suriye Ordusu'na uygulanan silah ambargosunun kaldırılması yönünde bazı adımlar atılacağı anlamına gelebilir. Kerry aynı zamanda Esad'ın çekilmesi gerektiğini de söyledi ve böylece bu konuda taviz verilebileceği yolundaki söylentilerin doğru olmadığına da işaret etmiş oldu.
(CNN Türk)