Karşımda bir anne...
Çocuğunun böbrekleriyle ilgili sağlık sorunlarının üstesinden gelmek için çaba içinde...
Doktordan randevu aldı.
Doktor muayenesini yaptı.
Bazı tahliller yazdı.
Aile dar gelirli ve sigortalı.
Vergilerini verip, primlerini yatırdıklarına göre sağlık servisinden yararlanmaları da en en doğal hakları.
Dr. Burhan Nalbantoğlu’nda tahlilleri yaptırmak için başvurdukları zaman kendilerine söylenenlere bakar mısınız?
“Önemli bazı tahlillerinizi malzeme olmadığı için yapamıyoruz. Siz arada bir sorun gelince hallederiz.”
***
Tarih Şubat 2013...
Yani 21. yüzyıl.
... Ve Lefkoşa’da devletin hastanesinde insan sağlığına verilen değere bakar mısınız?
Laboratuvarda malzeme nasıl biter?
Elbette biter de, bitmeden önce yeni malzeme gelir ve asla vatandaşa “Malzeme bitti” denmez.
***
Sağlıkta şaka olmaz.
İnsanımızın sağlık sistemine güvenini zedelememek için zaman zaman ortaya çıkan aksaklıklarda çok dikkatli yaklaşım sergileyenler arasında olduğuma inanırım.
Sağlıkta özel yatırıma hiç karşı olmadım.
Sağlıkta toplam kaliteye katkı koyacağı inancıyla destekledim de...
Özel sektörü yatırımları, devlete ait sağlık kuruluşlarının hizmet kalitesini yukarılara çekmek için dürtü görevi yapmalı.
***
Tüm şikayetlere karşılık sağlıkta yıllar öncesine göre çok daha iyi konumda olduğumuzu inkar edersek eskilerin deyişiyle, “Kör oluruz.”
Ancak önemli bir tahlil için laboratuvarda malzeme eksikliği yaşanırsa bunu kolay kolay kimse izah edemez.
Dr. Burhan Nalbantoğlu yeni açılmış, tahlil yoğunluğunun bir türlü kestirilemediği bir hastane değildir.
Mutlaka, yapılan tahlillerle ilgili istatistiki bilgiler var.
O bilgiler, o veriler eldeki malzemenin ne kadar zamanda tükeneceğini söylüyor.
Dahası yeni malzeme alımıyla ilgili sürecin ne kadar zaman aldığı biliniyorsa elde malzeme bu bağlamda da gözlem altında tutulur.
***
Varsayalım olağanüstü bir durum oldu tahliller aksayacak.
O noktada vatandaşa aksama asla hissettirilmeyecek şekilde gerekli önlemler alınmalı.
Ne olabilir?
Bizler gazeteciğiz, alınacak önlemler konusunda yol gösterme gibi bir sorumluluğumuz da olamaz.
Zaten öyle bir iddiayla yazılar yaparsak yanlış da yapmış oluruz.
Ama bu konuda aklımdan hemen geçenleri sizlerle paylaşmak isterim.
Örneğin doktor tahlil yazdı, hastada laboratuvara başvurdu... Yazılan tahliller için malzemenin bittiği görüldü.
O noktada yapılacak çok basit.
Doktorun istediği tahlilleri Kuzey Kıbrıs’ta yapabilecek laboratuvar özelde varsa, tahlil yapılan neyse hastadan alınıp oraya gönderilir.
Eğer Kuzey Kıbrıs’ta özel sektörde de yapılma koşulu yoksa Türkiye’ye gönderilir.
Tabii vatandaşın bunları bilmesine de gerek yok.
Vatandaşa sonuçları ne zaman alacağı söylenecek, o kadar...
***
Konu aslında bu kadar basit.
Boyumuzu aşan ve gerçekten büyük boyutlu sorunların üstesinden kolay kolay gelinememesini anlayışla karşılayayım.
Ancak kimse bana devlet hastanesinde malzeme eksikliği var diye tahlillerin yapılamamasını izah edemez.
Tahlil, önemli bir sağlık hizmetidir. Hiç bir neden hizmetin kesintiye uğramasını haklı gösteremez. Devlet hastanesinde yapılamıyorsa tahlillerde yine devlet eliyle özelde yaptırılır. Özelde de gerçekleşme koşulu yoksa Türkiye’de yaptırılır.
Bunu bile organize edemezsek Sağlık Bakanlığı hangi işlerle uğraşıyor?
Günün sözü: Sağlıkta aksama, yaşamın akışına konulan takozdur.
(Havadis gazetesinden alınmıştır)