Maliye Bakanı Zeren Mungan, çok konuşmuyor. Konuşması gerektiği kadar konuşuyor. Soruları yanıtlarken soru sorup, görüşleri alma noktasında da katılımcı anlayışını fark ettiriyor. Mungan’la 90 dakika kadar sohbet ettik. Politikacı olmayan, politikacı olmayacak bir bakanı tanıma fırsatı bulduk.
Keşke seçimlerden sonra da Başbakan’ın dışında Bakanlar Kurulu tümüyle gerçek teknokratlardan oluşsa…
Sibel Siber’in Başbakanlığı’ndaki mevcut hükümet seçim hükümetinden öte zorunluluk hükümetidir.
İrsen Küçük hükümeti, düştükten, düşürüldükten sonra ülke hükümetsiz kalamazdı.
Meclis’te temsil edilen UBP dışındaki partiler anlaşarak 28 Temmuz seçimleri sonrası hükümet oluşana kadar görev yapacak koalisyon hükümetini kurdu.
***
Siber hükümetini sorgulamaktan kaçındım.
Sonuçta görev süresi çok kısa bir hükümet.
Beklenti çıtasını yüksek tutmayı yanlış buldum.
Ancak Siber hükümetinin takım ruhuyla hareket eden bir koalisyon hükümetinden öte bakanlıkların paylaşıldığı ve bu paylaşıma göre partilerin kendi beklentilerine göre yaklaşıp sahiplendiği bir hükümet.
Partilerin yayın organlarına bakıldığı zaman ne demek istediğim çok kolay anlaşılır.
Dahası bu üç parti, “Biz, seçime kadar zorunluluk ve UBP karşıtlığı temelinde buluştuk. Seçim sonrası hakkımız saklıdır” diyor bir anlamda.
Bir taraftan UBP ile hesaplaşırken bir birlerine eleştiriden de uzak durulmuyor.
Elbette partilerin eleştiri hakları saklıdır ve yapılmalıdır. Bu hakkın kullanılırken üslup önemli.
***
Dün öğle saatlerinde Maliye Bakanı Zeren Mungan’ı HAVADİS’te konuğumuzdu.
Zeren Mungan, Maliye Bakanlığı’nda müsteşarlık görevinde bulunmuş bir isim.
Maliye’yi içeriden biliyor.
CTP döneminde Maliye Müsteşarı’ydı.
UBP geldi.
Bir süre Mungan’ı görevden alamadı.
UBP’nin Mungan’a bir süre dokunamama nedenlerinden biri nitelikli bir bürokrat olması yanında Ankara ile iletişim sağlanırken şahsına duyulan güvendi.
Siber hükümeti oluşurken CTP’nin Zeren Mungan’ın Maliye Bakanı olarak tercihinde niteliği ve pozitif yakınlıkları mutlaka etken olmuştur.
***
Zeren Mungan, bu süreçte Maliye Bakanlığı görevini gönüllü olarak kabul etmedi.
Bunu dün çok net olarak ortaya koydu.
“Kurulu bir düzenim var. O düzenimi bozup bu sürede görev kabul etmemin risklerini biliyordum. Uzun süre düşünme şansım yoktu. Sonunda toplumsal bir sorumluluk ya da sosyal sorumluluk anlayışıyla görevi kabul ettim. Parçası olduğum hükümeti bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyorum.”
Zeren Mungan, bu söylediklerinde samimi miydi?
Yüzde yüz samimi olduğundan bir milim kuşkum yok.
Zeren Mungan, “Polemiğe hiç girmeden, görev süremizi tamamlamak istiyoruz” dedikten sonra ekledi. “Maliye Bakanlığı’nda uzun yıllar görev yaptım. Maliye’nin nasıl çalıştığını ve de sıkıntıların ne olduğunu en iyi bilenlerdenim. Göreve geldik... Maliye Bakanlığı’ndaki tüm çalışma arkadaşlarımız görevde olan arkadaşlardır. Kimse devre dışı değildir. Susarak işimizi yapmak isterken Maliye’nin kasası dolu bırakıldı izlenimi verecek açıklamalar yapılınca konuşup gerçek tabloyu toplumla paylaşmak istedim. Ben politikacı değilim. Politik bir gelecek hedefim de yoktur. Popülist davranmamız söz konusu değil. Susup yanlış anlaşılma ve toplumun yanlış bilgilendirilmesini istemiyorum.”
***
Elbette söz kamu çalışanlarının gününde ödenememesine geldi.
“Yirmi altısında emeklilerin, yirmi sekizinde de çalışanların ödeneceğini bildiğinize göre neden girişimleri önceden başlatmadınız?” sorusunu yönelttim.
Zeren Mungan, şunları söyledi: “Evet o tarihlerde ödeme sorumluluğumuzun var olduğunu biliyorduk. Hükümetin güvenoyu alması da önemliydi. Her ayın on beşinde gelirler hesaplanır ve Ankara’dan ona göre talep edilecek miktar belirlenir. Hükümetin güvenoyu alacağı inancıyla bu temasların 24 Temmuz’da başlatılmasını kararlaştırdık. Öyle de oldu. Ciddi bir gecikme olmadan ödemeleri gerçekleştirdik.”
***
Başaran Düzgün, Mungan’a ilginç bir soru sordu: “UBP’nin önemli isimleri Türkiye’nin Zeren Mungan’ı istemediği söylüyor. Siz şahsınıza dönük böyle bir istememe hissediyor musunuz?”
Mungan, asık suratlı değil ama yüzüne tebessüm çok kolay yerleşmiyor.
Bu kez yüzüne anlamlı bir gülümseme yerleştirdikten sonra, “Türkiye’nin bizleri ya da şahsen beni istememesi için hiçbir neden yok. Göreve geldikten sonra temaslarımızda asla öyle bir izlenim edinmedim. Bu ifadeleri siyasal amaçlı yaklaşımlar olarak görüyorum” dedi.
***
Zeren Mungan, Maliye’de önceki dönemde icraatları polemikçi bir anlayışla paylaşamamaya özen gösteriyor.
Kavganın tarafı olmadan usulsüzlüklerin üzerine gidilmesi gerektiğine vurgu yapıp bizim de görüşlerimizi sordu.
“Sorumlu konumda olup, kamu yararı ve zorunluluk olmadan kötü niyetli usulsüz harcamaların üzerine gidilmesine kimse karşı çıkmaz. Hatta gelecek için gerekir” görüşü ortaya konulunca bakan Mungan’ın yaklaşımdan cesaret bulduğunu gözledim.
***
Maliye Bakanı Zeren Mungan, gelirleri gerçekçi politikalarla artırılması yanında harcamaların akılcı olmasının öneminin de altını çizdi.
Görüş alışverişi sırasında resmi araçların, araç takip sistemi ile izlenmesinin çok yönlü yararlarını anlatım.
Bakan Zeren, önerimize sıcak bakıp, “Maliyet hesaplaması yapıp gerekli adımları atmaya çalışacağım” dedi.
***
Maliye Bakanı Zeren Mungan, çok konuşmuyor. Konuşması gerektiği kadar konuşuyor. Soruları yanıtlarken soru sorup, görüşleri alma noktasında da katılımcı anlayışını fark ettiriyor. Mungan’la 90 dakika kadar sohbet ettik. Politikacı olmayan, politikacı olmayacak bir bakanı tanıma fırsatı bulduk.
Keşke seçimlerden sonra da Başbakan’ın dışında Bakanlar Kurulu tümüyle gerçek teknokratlardan oluşsa…
Günün sözü:
İş yapanların, sözleri de iş değerinde olur.
(Havadis'ten)