CHP\'nin Tandoğan Meydanı mitinginden sonra yazdığım \"CHP\'nin muhalefet olabilme çabası\" başlıklı yazım üzerine, CHP Parti Meclisi üyesi Dr. Ali Arif Özzeybek\'ten bir mesaj aldım. Mesaj şöyle:
\"Sevgili Ahmet Bey, yazınızı okudum. Çok önyargılı. Siz gerçekten Kemal Bey ile yüz yüze oturup konuşabildiniz mi? Fakir Bektaşiyim. ANAP Genel Başkan Yardımcısı idim, Erkan Mumcu döneminde, davet üzerine CHP\'ye katıldım. Ve Parti Meclisi üyesiyim. Kemal Bey\'de Başbakan olabilme özelliklerinin hepsi var. Bakarsan akla karaya, ikilik girer araya diyorum. Sevgiler.\"
Belli ki Sayın Özzeybek, o yazıdaki son cümleye takılmış. O cümle şöyleydi:
\"Ben Kılıçdaroğlu\'na baktığımda derin bir boşluk görüyorum. Bir köşe yazarı olsa, belki Sözcü\'de idare edebilirdi ama Türkiye için ana muhalefet lideri olmak o kadar ucuz değil.\"
Bugün burada, Kılıçdaroğlu ve CHP ile ilgili bazı değerlendirmeler yapacağım:
-CHP\'nin ilahiyatçı sosyoloğu Muhammed Çakmak\'ın \"CHP normalleşirse Türkiye normalleşir\" sözünü önemsediğimi bu sütunda birkaç defa tekrarladım. Evet, bence bu çok önemli.
-Muhammet Çakmak\'ın, parti çizgisine çok ciddi eleştiriler getirmesine rağmen CHP bünyesine alınması,
CHP\'nin normalleşme arayışı açısından önemli.
-Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının \"CHP bu yapısıyla iktidar olamaz\" değerlendirmesiyle yeni arayışlar içine girmeleri de önemli.
-Kılıçdaroğlu\'nun \"Yeni CHP\" söylemiyle, bu arayışı resmi söyleme sokması da, kuşkusuz moda deyimle bir
\"Açılım\" iradesini yansıtıyor.
Dindarlarla ilişki
-Kılıçdaroğlu\'nun, bu \"Açılım\" sürecinde, \"CHP\'nin dindarlarla ilişkisi\" üzerinde yoğunlaşmasını problemin doğru tespiti yönünde atılmış bir adım olarak görmek gerekiyor. Bu çerçevede Kılıçdaroğlu\'nun, \"Dindar, münafık, Allah korkusu, kul hakkı\" gibi dini terimler kullanması ilginç.
-Yine Kılıçdaroğlu\'nun, \"CHP =Devlet Partisi\", \"CHP artı Ordu\" imajından kurtulmak için çaba sarf ettiği de bir vakıa.
-Bir şey daha: Kılıçdaroğlu, biraz ikircikli şekilde de olsa, CHP\'nin Tek Parti döneminde işlenen günahlarla arasına mesafe koyma çabası içine girdiği de gözleniyor. Mesela bir yandan \"Geçmişe sahip çıkılırken\" diğer yandan Dersim vahşetine ya da Sabahattin Ali\'nin öldürülmesine tepki gösterilmesi ikircikli ama gene de geçmişin günahlarıyla mesafe koyma çabasını sergiliyor.
Bunlar, Kılıçdaroğlu adına pozitif \"Açılım\" işaretleri olarak görülebilir.
Ama belli ki problem var.
Sıcak politika ortamında -ki şu eğitim sınavı tam bir turnusol olmuştur- \"Eski CHP\"nin genlerinin devreye girdiği izlenimi çok açık olarak ortaya çıkıyor.
Yani \"Yeni CHP\" adına üretilmesi öngörülen \"Açılım\" içselleştirilmemiş gibi duruyor.
Sövmeyen bir Kılıçdaroğlu
Ben, mesela böyle bir \"Gen hamlesi\"ni, diyelim Önder Sav için yakışır bulurum. Ama Kılıçdaroğlu, eğer
\"Yenilik\" arayışında ise bunu CHP için biraz da \"Devrim\" gibi yapmak zorunda.
Denebilir ki, bunu CHP\'de yapmak kolay mı? Her şeyden önce tabanı kaybetme, parçalanma riski var.
Doğrudur bu ihtimal yok değil. O yüzden Kılıçdaroğlu\'nun işinin kolay olduğunu söyleyemem. Ama önce kendi kişiliğinde içselleştirilmiş bir \"Açılım projesi\" var mı, sorusunu da sorabiliriz. Bağışlasınlar, ben bunu göremiyorum.
Sayın Kılıçdaroğlu\'na bir şey daha söylemek isterim: Üslup son derece kötü. Daha kötüsünü söylememek için \"kötü\" diyorum. Çok ağır hakaretler var. Onun için \"Sözcü\" yazarlığını önerdim. Bence \"Yeni CHP\"yi, Başbakan\'a kavgada bile söylenmeyecek sözler söyleyerek değil, daha insani bir dil ile anlatmalı. Çünkü en azından ben, Başbakan\'a eleştirel bakan bir yazar olarak o sövgüleri dinlemeye tahammül edemiyorum.
(BUGÜN)