“Sabah, öğle, akşam ceviz yiyerek zayıfladım. Ayrıca her gün bir dilim pizza yedim”
Beş ayda 13 kilo verdiğini söyleyen Seda Sayan bu sözleriyle geçtiğimiz haftanın gündemindeydi.
Bu yazıyı okuduğumda ilk aklıma gelen kişi, ilginç diyet yöntemleriyle kilo verip ve asla aynı kiloda kalamayan Sibel Can oldu.
Bu manşetten sonra kimbilir kaç kişi bu yöntemle zayıflamaya çalışmaktadır. Ama bunun için insanları hiç kimse suçlayamaz. Uzman kişilerin 1 dilim kepek ekmeği ve o hiç değişmeyen kibrit kutusu büyüklüğündeki peynirle başlayan öğünlerinden herkes çok sıkıldı.
Artık birçok kişi televizyondan tanıdığı ve onlara birşekilde güven veren sanatçılara , uzmanlardan daha çok güvenir oldu.
Dizilerde canlandırdıkları karakterleri, onların gerçek hayattaki kişilikleri zanneden bir toplumda Seda Sayan'ın ağzından çıkıp çıkmadığı meçhul olan bu anlamsız zayıflama yöntemiyle birçok insan hayal kırıklığı yaşıyacaktır
Kulaktan dolma yöntemlerle zayıflamaya çalışmak çoğu zaman tehlikeli sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Yine bu hafta gazetelerde "Mustafa Savın aşırı kilolarından kurtulmak için yaklaşık bir aydır düzenli olarak kullandığı elma şirkesi, limon ve sodanın midesini delmesi sonucu yaşamını yitirdi." şeklinde bir haber yeraldı.
Yapılan araştırmalarda Dünyada yaşayan her 10 kişiden birinin aşırı şişmanlıkla mücadele ettiğini düşünürsek buna benzer haberler herzaman en ön sıralarda olucaktır.
Yemek yemeden yaşanmaz. Diyet belki de birtek şu şekilde ise yarayabilir..eğer hayatınız boyunca bir kibrit kutusu peynirle yaşamaya niyetliyseniz kilo da verirsiniz, o şekilde de kalırsınız ama bunun mümkün olamayacağından diyet sonrası şu içsem yarıyor efsanesi sizin de hayatınıza giricektir. Vücut denen makineyi neye alıştırırsanız o şekilde çalışır.
Seda Sayan’ın yaptığı pizza ve ceviz diyeti ya da Sibel Can’ın bir zamanlar uyguladığı günde 6 dilim tereyağlı ekmek yiyerek zayıfladı haberlerine fazla itibar etmemenizi tavsiye ederim.
Başarılı olmak istediğimiz her konuda olduğu gibi kilo verme konusunda da önce kararlı olmalıyız. Bu karardan sonra yapmamız gereken şey: hayatımızı gözden geçirmek. Diyeti 3-5 kilo vermek için değil bir yaşam tarzı haline getirdiğimiz zaman kalıcı başarı sağlarız..
Diyetisyene gitme şansımız yoksa aşağıdaki basit yöntemleri deniyebiliriz..
Yemek, sadece yaşamımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirmemiz için tüketilmeli.
Güne zengin bir kahvaltıyla başlayıp sağlıklı bir öğle yemeği ve hafif bir akşam yemeğiyle sonlandırmalıyız
Aksam yemekleri mümkün olduğunca erken saatte yemeliyiz.
İçkiden uzak durarak..
Asansör yerine merdivenleri tercih ederek ve iş yerlerimize gidip gelirken ulaşacağımız yere bir durak önce ve sonra inme yöntemiyle günlük yürüyüş ihtiyacımızı karşılayabiliriz.
Damak tadımıza olan düşkünlüğümüz sağlığımızı tehdit etmeye başladıysa önlem alma zamanı gelmiştir. Hurafalere ve kulaktan dolma bilgilere inanmak yerine uzmanlara kulak vermek ve Prof dr Osman Müftüoğlu’nun herzaman söylediği gibi "yediğinin yarısını ye; yaptığının iki katını yap" tavsiyesi ne uymak en basit ve en geçerli çüzümdür.