Başbakan’ın iki dudağı arasından çıkan ertesi gün kanun...
Çene değil, Meclis matbaası...
*
O konuşurken bakanları dinliyorlar, bakıyorlar ağızdan hangi “kanun” çıktı çıkacak, ona göre çünkü...
Artık kiminle ilgiliyse, o koşuyor...
“Bedelli” dediğinin ertesi günü, “bedelli yok” diyen bakan bedelliyi açıkladı...
“Bölünmüş eğitim” dediği günün akşamı, öbür bakan “4+4+4” dedi...
“Böyle tiyatro olmaz” dedi, sabahı kanun hazırdı...
“Üçüncü köprü” dediğinde, yeri belli olmadan köprüyü açıkladı bakanı... Koştu köprüye ama yerini bulamadı...
“Üçüncüyü” atlayıp “dördüncü köprü” deseydi... Şimdi dördüncünün temeli atılıyor olacaktı, üçüncüyü atlayıp...
*
Olacakları da çeneden öğreniyoruz...
“İşsizlik azalıyor” dedi...
TÜİK üç gün sonra istatistikleri açıkladı ki işsizlik aynen azalmış... İki muslukçu kadrosu için kuyruğa girenlerin sayısı 5 binden 15 bine çıkarken...
“Teğet geçecek” dedi ekonomideki krize...
Maliye Bakanı “ekonomide genişlemeyi” açıkladı ki Türkiye uçmuş... İflas eden esnaf sayısı günde iki katına çıkarken...
*
“Sıcaklar geliyor” dese var ya...
Meteorolojiden sorumlu bakan, lastik ölçme derecesi ile koşacak medyaya...
Ayağında haşema mayo...
*
İşte:
Durup dururken “Sezaryen cinayettir, kürtaj ise Uludere” dedi...
Sağlık Bakanı, 24 saat geçmeden “kanunu” açıkladı:
İkisi de ağır suç size...
*
Tıp bilimine kulak vermek, bilim adamlarını dinlemek, kadın örgütlerine söz hakkı tanımak, uygar ülkeleri izlemek diye bir dertleri yok...
Çene matbaasından çıktı bir kere kanun...
Kadının aklı yok...
Kadına saygı yok...
Kadını adam yerine koymak yok...
Bir erkek karar verdi...
O kadar...
*
Bu aynı zamanda çenenin söylediği “En az üç çocuk” sözünün, kanun şekline getirilmiş hali...
Doğurma da göreyim...
(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)