Bir önceki yazım üzerine gelen mesaj ve telefonlardan anladım ki, iddia edildiği gibi gerçekten de CHP'de ciddi bir Alevi-Sünni kamplaşması yaşanıyor. Alevilerin partinin bütün örgütlerini ele geçirdiği iddialarının yanı sıra, sırf 'Alevi' diye köklü CHP'lilerin bile örgütlerde yol yürümelerine izin verilmediği yönündeki dertlenişler kamplaşmanın boyutlarını gözler önüne seriyor bizlere. Elbette ki, CHP'deki bu Alevi-Sünni ayrışması ya da kapışması o bildik din eksenli mezhep çatışmasıyla aynı değil. Ne Sünni CHP'liler çok dindar olduklarından, ne de Alevi CHP'liler inançlarına saygı gösterilmediğinden filan dolayı birbirlerine mesafe koymuş değiller! Evet.
Kavganın özü mezhebi kökler ama içeriği, 'Biz daha çokuz! Siz daha azsınız!' ya da 'O bizden! Sen değilsin!' CHP'yi tanımayanların bu yazdıklarımla aslında neyi anlatmaya çalıştığımı anlaması çok zor. Haklılar da! Zira hakikaten de anlaşılması güç bir durum karşımıza çıkan bu tablo! Ama işte böyle. Alevi ve Sünni CHP'liler sırf azlık-çokluk, bizden-bizden değil kavgasından ayrışmış durumdalar.
Meselenin özünün daha iyi kavranabilmesi için sizlere Elazığ eski İl Başkanı Ethem Gülbay'ın yolladığı bir mesajı aktarmak istiyorum. "Alevi Kürt ittifakı partiyi ele geçirmiştir. İstanbul'da 629 delegenin 439' u Alevidir. Bu durumda Sünni bir adayın il başkanlığında şansı sıfırdır. Çünkü, Alevi mantalitesi, 'Odun olsun, Alevi olsundur!'"
Gördüğünüz gibi, Gülbay'a göre-ki genel düşünce bu yönde- İstanbul delegasyonu Alevilerin hakimiyetinde. O nedenle de Sünni kökenli adayların işi zor. Seçilme şansları Alevi kökenlilere göre daha az!
Peki 2 hafta sonra yapılacak kongre gerçekten de öne sürülen bu teoride olduğu gibi mi sonuçlanır?
Kızacaklar yine biliyorum bana ama eğer Kılıçdaroğlu önlem almaz ise maalesef evet! Kulağıma gelenler Alevi delegelerin Ali Özcan'ın etrafında kenetlenmek yönünde gayretleri olduğu yönünde. Böyle bir yaklaşım Özcan'a da hayır getirmez. Yazık olur. Zira köklü bir CHP'lidir kendisi. Çoğu partilinin 'ağabey' diyerek hürmet ettiği, sayıp sevdiği bir isimdir. Son genel seçimde İstanbul'u istemesine rağmen Kılıçdaroğlu'nun onu memleketine göndermesine ses çıkarmaması ve seçimlerde Elazığ'a gidip sonuna kadar direnmesi filan hakikaten takdirliktir. Ancak bazılarının 'Bizden' deyip, bazılarının ise, 'Abi formülünün anahtarıdır!' deyip öne çıkardıkları Özcan İstanbul'da hayal edilen o heyecanı yaratamaz. Örgüt içinde sözünü dinletir, bazı dinamikleri harekete geçirir ama kamuoyunda mesela bir Gürsel Tekin gibi karşılık bulamaz!
Sırf, "Ağabeylik yapar ya da Kılıçdaroğlu ve çevresinin Alevilere uyguladığı mahalle baskısını geri tepmemize aracı olur" niyetiyle Özcan o koltuğa oturtulursa CHP bir kez daha yanlış bir işe imza atmış olur. Türkiye'nin vizyonu olan İstanbul'da söz sahibi olmak için lazım olan bi 'abi' filan değil, hem kamuoyunda, hem de medyada ilgi uyandırabilecek maharetlere sahip bir isimdir!
Adı adaylıkta geçenler arasında ben böyle bir isim göremiyorum. Ha... "Önerin ne o zaman?" diye soracak olsanız da, "Vallahi bilmiyorum" derim.
Ama ben Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerinde olsaydım kesinlikle duruma müdahale ederdim. Hem partideki bu abuk sabuk Alevi-Sünni kamplaşmasına son verecek, hem de koltuğa oturduğu anda 'sükse' yapacak adayı İstanbul delegasyonunun dikkatine sunardım.
Mesela bu aday bi kadın olsa iş daha da şahane olurdu.
(Sabah gazetesinden alınmıştır)