Herhangi bir dil öğrenmeden önce, öğrenmeyi öğrenmek işimizi kolaylaştıracaktır. Öğrenmek için şu ana kadar öğrendiklerimizi unutup yeniden öğrenmeye varsanız, bu yazı tam sizlik:)
Kişiden kişiye farklılık göstermekle beraber çoğu insan aşağıdaki adımlarla yeni bilgiler öğrenmektedir.
- Önce okuduğumuzu anlamaya başlarız.
- Sonra düşüncemizi yazabilir hale geliriz.
- En son anlatmaya başlayabiliriz.
- Sonra öğrendiğimizi uygulamaya başlarız…
Bu süreçlerde birbirimize göre farklılıklar gösterebiliriz; çünkü Algısal Tercihler ve Güçlükler, Motivasyonel Farklılıklar, Psikolojik Faktörler ve Bilgiyi İşleme Alışkanlıklarımıza göre birbirimizden ayrışıyoruz. Tüm bunların yanında hatırlama yüzdelerinin de farkında olmalıyız. İnsanlar duyduklarının %20’sini ve gördüklerinin %30’unu hatırlıyor. Hatırlama oranını yukarı çekmek için örneğin akılda kalıcılık %50 olsa dersek kişinin hem duyması hem de görmesi gerekir; bunların yanına kişinin duyup gördüklerini ifade etmesini sağlarsak yüzdeyi 70’e çekebiliriz. Tabi ki bu oranlar Temsil Sistemlerimize göre de değişiklikler gösterebilir. Görsel – İşitsel ve Dokunsal olmamıza göre bireysel yüzdelerimizde değişiklikler olacaktır.
Ayrıca hepimizin öğrenme şekli birbirinden farklıdır. Sosyal öğrenenler için bir ekip içerisinde öğrenmek, badilerle çalışmak, etkileşimli ortamlar işe yarayacaktır. Somut öğrenenler için vakalar üstüne çalışmak, araştırma projeleri yapmak, detay ve kanıtla desteklenen aktarımlar faydalı olacaktır. Sezgisel öğrenenler için hikayeleştirmeler, yaratıcı aktiviteler, farklı ve yeni bilgiler faydalı olacaktır. Örnek olarak verdiğim öğrenme şekillerinin dışında Bireysel – İşitsel – Görsel – Soyut – Mantıksal öğrenenlere göre de öğrenme araçlarının çeşitlendirilmesi gerekmektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında dil öğrenmek için yapabileceklerimize bakacak olursak ilk adımımız İngilizce öğrenmek için nedenlerimizi sıralamak olmalı. Zira “Bir şeyi yapmak için nedenlerimiz ne kadar çoksa onu yapmanın bir yolunu buluruz.” Öğrenme nedenlerimizi yazdıktan, hatta çoğalttıktan sonra İngilizce öğrenmemizin önündeki engelleri yazmamız gerekecektir. Engelleri bilirsek, ortadan kaldırabilir ya da onları yönetebiliriz.
1.Adım: Öğrenme nedenlerini listelemek
2.Adım: Engelleri listelemek
3.Adım: Öğrenme hatalarımızın farkında olmak
Son adımı biraz açmakta fayda var; yapılan araştırmalar gösteriyor ki dil öğrenirken en çok yapılan hatalar:
- Türkçe düşünüp, “niye bu böyle değil”e takılıp kalmak
- Ara vermek
- Hata yapmaktan korkmak
- Gramer için çok zaman harcamak
- Ezberlemeyi öğrenme için kullanmak
- Dilin çekiciliğini yok etmek
- İltifat ve gaza getirmelere kanmak
- Zevk aldırmayan öğretmenlerden ders almak…
4.Adım: Kelime bilgisini akıllıca artırmak
İngilizcede minimum 600.000 kelime olduğu söyleniyor. Bunların hepsini öğrenmeliyiz demeyeceğim;) Çünkü akıllıca seçilmiş İlk 100 kelimeyle İngilizce metinlerin yaklaşık yüzde 50'sini ve ilk 1000 kelimeyle metinlerin yaklaşık yüzde 90'ını okuyup anlayabilir ve özel – iş hayatlarımızda rahatlıkla İngilizce konuşabiliriz. O yüzden “Don’t work hard work smart” diyorlar.
5.Adım: Öğrendiğimizi kullanmak
“Hi, my name is Efsun; I am from İstanbul, I live in London.” diyebilmek için benim Past Perfect Continuous Tense bilmeme gerek yok:) Az bilsek de o bildiğimizi konuşmak, adım adım ilerlememizi sağlayacaktır.
6.Adım: Hata yapmaktan korkmamak
İlk öğrendiğim yabancı dil Fransızca idi; İngilizceyi sonradan 1992 yılında Dilko kursuna giderek öğrendim. Harika bir öğretmenimiz vardı; Justin Jones. Dilden keyif aldıran öğretmenler kesinlikle daha iyi öğrenmemizi sağlıyor. Konuşma grubundayız, sıra bende, anlatımımı yaparken pilot kelimesinin İngilizcesi aklıma gelmemişti, gülmeyin o gün için İngilizcesinin de pilot olduğunu bilmiyordum. Konuşmamda pilot demem gerekiyordu aklıma gelmeyince the driver of the airplane dedim ve konuşmama devam ettim. Konuşmamın sonunda Justin hepimize şu ilham verici cümleyi söyledi: “Vocabulary is important, more importantly, we have to have the courage to express ourselves without getting stuck even when our words are insufficient.” “Kelime bilgisi önemlidir, daha önemlisi kelimelerimiz kifayetsiz kaldığında da takılmadan kendimizi ifade edebilme cesareti gösterebilmemizdir.”
Bu 6 önemli adımın dışında minik minik yapabileceklerimiz:
- Yabancı filmleri alt yazılı tercih etmek
- Kişisel isteklerimizle İngilizce çalışmayı birleştirmek
- İngilizce öğrenenlerle sohbet etmek ve fikir alışverişi yapmak
- Başını gözünü yarmak yine de konuşmak için çabalamak
- Öğrendiğimiz her kelimeyi içselleştirmek için kullanmak
- Öğreterek öğrenmek
- Kelime oyunları oynamak
- Yabancı arkadaşlar edinmek
- Çocuk olmak ve merak etmek
- Teknolojiden yararlanmak: Duolinguo, LingoDeer, Anki vb.
- Çizgi filmlerden yararlanmak
- Öğrenilenleri hayatla ilişkilendirmek
- Yabancı yayınları takip etmek
- Hedeflerimiz ve kariyerimizle ilgili bilgiler için İngilizce kaynaklar tercih etmek
- Ve tabi ki kendimize özel yollar geliştirmek…
İngilizce öğrenmek, ana dilimizi öğrenmek gibi yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Dolayısıyla yaşam boyu öğrenen olmamız gerekmektedir. Bunun için yapabileceklerimiz:
- Öğrenmeyi öğrenelim
- Geleceğin farkında olalım
- O gelecek için hedeflerimizi tanımlayalım
- Tutku ve merakımızı besleyelim
- Kendimize söz verelim
- Planlama yapalım
- Odaklanalım
- Rutin ve alışkanlıklar oluşturalım
- Kendimize meydan okuyalım
- Değişimi kucaklayalım
- Konfor alanımızdan çıkalım
- Öğrenilecekler listesi tutalım
- Her gün öğrenen arkadaşlar edinelim
- Öğreterek öğrenelim
- Öğrenme yollarını çeşitlendirelim
M.Efsun Yüksel Tunç
Eğitmen ve Yönetim Danışmanı
Yaşam ve Yönetici Koçu
https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/
@indusefsun
#ingilizce #öğrenmek #farkındalık #başarı