On bir ayın sultanı, mübarek ve sırlar dolu Ramazan’ın olmazsa olmazları hiç şüphesiz ‘iftar sofraları’dır. Sofra geleneği, Avrupa’nın her köşesinde yaşatılmaya devam ediliyor. Her ne kadar son iki yıl Kovid-19 sebebiyle yapılamasa da, bu yıl kuruluşlarımız adeta birbiriyle yarışırcasına ‘iftar sofraları’ açıyorlar. Aynı zamanda, bir Piri Türkistan Hoca Ahmet Yesevi geleneği olan sofralardan birisi de, bu hafta, MÜSİAD Hollanda tarafından, Utreht’deki Laila Restaurant’da açıldı.
İki yüzü aşkın, seçkin davetlinin katıldığı MÜSİAD sofrasına MÜSİAD Türkiye Genel Başkanı Mahmut Asmalı ve yönetim kadrosu olmak üzere, Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli ve Amsterdam, Rotterdam ve Deventer Başkonsoloslarımız da iştirak ettiler. Çiçeği burnunda MÜSİAD Hollanda Başkanı Ali Köklü ve çalışma arkadaşlarının ev sahipliğindeki sofraya, Türk iş insanları, STK başkan ve temsilcileri, Türk kökenli siyasetçiler ve medya temsilcileri de katıldılar.
Yıllar önce katıldığım ve hafızamda iz bırakan MÜSİAD Hollanda’nın görkemli programlarının birisi Den Haag Belediye binasında olmuştu. Programda açılış konuşması yapan Den Haag Belediye Başkanı “Türk girişimcileri Den Haag ekonomisinin omurgasıdır” demişti. Belediye Başkanı’nın bu cümlesi, Türkler için önemliydi. Onun için hafızamda yer etti ve bazı yazılarımda ve konuşmalarımda kaynak olarak gösterdim. Ancak, üzülerek ifade etmem gerekirse, o dönem MÜSİAD Hollanda yöneticileri Den Haag Belediye Başkanı’nın o anlamlı cümlesini anlamamışlardı.
MÜSİAD Hollanda’nın, son on yılı, çalkantılarla geçen bir süreç oldu. Önce farklı şehirlerde MÜSİAD şubeleri açıldı. Bir müddet sonra bu şubeler kapatıldı. Enerji, ‘Hollanda’daki Türk girişimcilerin hem Hollanda ekonomisine hem Türkiye ekonomisine nasıl katkıda bulunabilir’ sorusuna cevap yerine, organizasyon ve yeniden yapılanma gibi uğraşlara harcandı. Bu süreç, MÜSİAD Hollanda için tam bir fetret dönemiydi.
Şİmdi, bu hafta yapılan iftar organizasyonuna gelelim:
Organizasyon takdire şayandı. Özellikle yeni isimler ve genç simaların görev başında olmaları dikkat çekti. Ayrıca, protokol konuşmalarında verilen mesajlar da, MÜSİAD Hollanda’da yeni bir hareketlenmenin habercisiydi adeta. Örneğin, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin geçen ay Ankara’da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyareti gündeme geldi. Hollanda’nın, Türkiye’de en büyük yabancı yatırımcı olduğu belirtildi. Ankara ziyaretinde, ticaret hacminin, 8 milyar dolardan 11 milyar dolara çıktığı, ara hedefin 15, nihai hedefin ise 20 milyar dolar olarak belirlendiğinin de altı çizildi. Türkiye ve Hollanda için, “kilit ekonomik ortaklar” ifadesi kullanıldı.
Bu açıklamalar aklımıza, ‘O halde, Hollanda ve Türkiye ticaret hacminin arttırılmasında MÜSİAD Hollanda’nın rolü ne olabilir?’ sorusunu getiriyor. Diğer taraftan, Türkiye’de faal olan üç bin Hollandalı şirketin hangi alanlarda etkin oldukları, bunlarla nasıl işbirliği yapılacağı da, tahmin edileceği üzere, MÜSİAD Hollanda’nın ilgi alanında olmalıdır.
Ayrıca, Hollanda MÜSİAD’ın diğer Avrupa ülkelerindeki MÜSİAD şubeleriyle birlikte, Avrupa Birliği ülkeleri ile Türkiye arasında yapılan ihracat ve ithalatın gündemlerinde olması gerekir. Zira, Türkiye’nin ihracatının yüzde ellisi Avrupa ülkelerine yapılmaktadır. AB üye ülkeleri ile Türkiye arasındaki ihracat ve ithalatın neredeyse 200 milyar Euro olduğundan hareket edilirse, Avrupa’da aktif Türk girişimcilerinin üzerine düşen sorumluluk daha iyi anlaşılabilir.
Türkiye-Hollanda ekonomik ilişkileri yanı sıra, sayıları yedi sekiz milyona ulaşan Avrupa Türklerinden, gönül coğrafyamız Balkanlar, Türkistan, Orta Doğu, Afrika’da yaşayanlar da yatırımlar ve yardımlar beklemektedir. Bu beklenti, tam da ‘Avrupa Türk diasporası’ tanımında yer alan çok yönlü aidiyetin bir tezahürüdür. Avrupa Türklerinin bu özelliği, aynı zamanda içinde yaşadığımız Avrupa ülkelerinin kalkınması ve gönül coğrafyamızla iyi ilişkiler kurması için bir şanstır. İşte MÜSİAD Hollanda’nın böyle bir misyonu da var.
İhmal edilmemesi gereken bir başka nokta da, MÜSİAD Hollanda yeni yönetiminin, Dış Ticaret ve Kalkınma İşbirliği Bakanı Lisje Schreinemacher, Ekonomik İşler ve İklim Bakanı Micky Adriaansens, Tarım, Doğa ve Gıda Kalitesi Bakanı Henk Staghouwer, hatta 35 milyar Euro bütçesi olan İklim ve Enerji Bakanı Rob Jetten ile aynı masaya oturmalarıdır.
İftar programına tekrar geri dönersek. Uzun bir süredir fizik olarak görüşemeyen dostların iftar vesilesiyle buluşması, hasret gidermesi, yeni dostluklar kurulması, Ramazan bereketlerindendir. Bir Türkistan ve Anadolu geleneği olan, sofra açılması geleneğinin de devam ettirilmesi, gelecek nesillerimiz için önemlidir. Bu duygu, düşünce ve beklentilerle, MÜSİAD Hollanda başkanı ve yönetimine teşekkür eder, bereketli Ramazanlar dilerim.
Veyis Güngör
19 Nisan 2022