Fransa’da birileri çıkıp da “21. yüzyılda bunu yapanlar, yüz yıl önce neler yapmışlardı kim bilir!” derse ne cevap verirsiniz?
Ermeni milliyetçileri kitap yazıyor, film yapıyor. Fransız bürokrasisinde, parlamentosunda, ticaret hayatında yüksek görevler üstleniyor. Bir onlara, bir de bu hacker eşkıyasına bakanlar nasıl düşünür?
Kitle psikolojisi uzmanı Erich Hoffer’in önemli bir tespiti vardır: Gruplar hakkında “en kötü örneklerine bakarak” hüküm verme eğilimindedir insanoğlu. Bu hacker eşkıyasının, ‘bu internet Ogün Samastları’nın Türkiye ve Türkler hakkında yaptığı imaj tahribatını nasıl telafi edeceğiz?!
Bir avuç hacker
Çökerttikleri siteye yerleştirdikleri ‘kompozis-yon’u ben de gördüm: Yukarıya bayrağımızı koymuşlar! Hay koymaz olaydınız! Ne hakkınız var çirkin hareketinizle bayrağımızı özdeşleştirmeye?
“Siz Fransızlar oy için gerçekleri hiçe sayan zavallılarsınız!” diye bütün Fransızlara da hakaret ediyorlar.
Bu hacker eşkıyası Ermeni meselesi hakkında tek ciddi kitap okumuş mudur? Hayır, bilgisiz fanatikler oldukları yazdıkları metinden belli. Böyle faşizan duygular için okumak gerekmez, çok defa okumamışlıktan gelen yontulmamış duygular yeterlidir zaten.
Faşizan lafını gelişigüzel kullanmadım. Resmettikleri dekordaki kırmızı-siyah mistisizmi... Kendilerine verdikleri “GrayHatz” adının yazı stilindeki şiddet psikolojisi... Hatz yazarken “a” harfini dönen çark gibi resmetmeleri...
Gamalı Haç da aynı duyguyu vermez mi? Kırmızı-siyah Nazi flamaları... Yahut “kara gömlekliler” ve simge olarak balta...
Bunlar şiddet mistisizminin dışavurumlarıdır.
Bunları yapanlar elbette bir avuç hacker’dır. Fransa’daki Türkler bugüne kadar hiçbir tipik şiddet, hatta düzensizlik eylemi bile yapmadılar. Fakat minik bir grup olsa da “Türk yaptı...” diye yansıdı Fransız medyasına.
Keskin sirke
Parisien gazetesi “Sarkozy haklı mıydı?” diye bir anket açtı; Ermeni lobileri “evet”leri artırmak için çağrılar yapıyor, Fransızları kazanmaya çalışıyorlar.
Öbürü Fransızları ürkütüyor; Sarkozy’lerin, Deveciyan’ların ekmeğine yağ sürüyor!
Türkiye’yi sevenler, Türkiye’nin imajına toz düşürmekten sakınmalıdır.
Türkiye’yi seviyor musunuz? Öyleyse bol kitap okuyun, medeni tavırları tercih edin, Avrupa toplumlarına entegre olun, çok sayıda dostluklar kurun, bilgi ve kabiliyetinizle yükseklere tırmanın.
Kaba tavırlar sadece zarar getirir. Diplomaside de böyle. Türkiye herkesle çatışarak sonuç alamaz. Batı’dan uzaklaşarak hiç sonuç alamaz. Fransa’da bile söz konusu yasaya karşı olan aydın ve siyasetçi az değildir.
Bakın, İsviçre Dışişleri Bakanı Bayan Calmy Rey’in ülkemize davet edilmesi de iyi oldu. “Bizi Fransa’yla karıştırmayın” anlamında konuşmalar yapıyor. Türkiye ile Ermenistan arasında hakikaten “dürüst arabuluculuk” yapmıştı ve Ermenistan’la “protokoller” süreci yaşanırken tansiyon hayli düşmüştü.
Yaşadığımız çağda şiddet ve sekterlik geri tepen silahlardır; keskin sirke küpüne zarar verir. Kapıları açacak anahtarlar bilgi, akıl ve diyalogdur.