PKK ile “barış yapma”nın uluslararası anlamını daha iyi kavramak için Cansu Çamlıbel’in Kuzey Irak’a 2002’de dünyada ilk giren Türk petrol şirketi Genel Energy Plc Başkanı Mehmet Sepil ile yaptığı söyleşiyi okumak gerekiyor. (Hürriyet-“Yüz Yüze”-25.02.2013)
Genel Energy, geçen yıl Kuzey Irak’da 320 milyar metreküp rezervi olan Miran doğalgaz sahasını satın almış. “Türkiye’nin 7 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak nitelikteki bu sahanın kaderini ve Ortadoğu’nun en kârlı enerji kaynakları üzerinden süren siyasi savaşı” Çamlıbel Mehmet Sepil ile konuşmuş.
***
Söyleşinin bir yerinde Sepil diyor ki:
“Ekonomik olarak Irak’taki Kürt Bölgesi tek başına bir devlet olarak mütalaa edilse, dünyada en büyük enerji kaynaklarına sahip 10-15 devletten biri olacak. Dünyadaki artan enerji ihtiyacının %40-45’inden fazlasının Irak tarafından karşılanacağı söyleniyor. Önümüzdeki dönemde OPEC ülkelerinin kaynaklarının giderek azalacağı, buna karşın tek artan ülkenin Irak olacağı söyleniyor. Bunun %25’ine sahip olan Irak Kürdistanı komşunuz. Bu size hem çok daha cazip ekonomiler getirir, hem Türkiye’deki birçok petrol şirketini dünya petrol şirketi haline getirir.”
Sepil Exxon ve Chevron’un da Kuzey Irak’da bulunduğunu, hatta Gazprom’un da Kuzey Irak ile yeni ve sürpriz bir anlaşma yaptığını söylüyor. Kuzey Irak’ın bu hamlelerine karşı çıkan Maliki Yönetimi’nin ise yıllık 11-12 milyar dolar bir vergi gelirini elinin tersi ile ittiğini belirtiyor.
Sepil PKK ile barışın bir gerekçesi olarak da benim ısrarla savunduğum bir teze sahip çıkıyor:
“Bugün barış ortamı eğer sağlanacaksa burada Irak Kürdistanı’nın Kürtleri çok önemlidir. Onların bu konunun çözümü için en az Türkiye kadar istekli olmasının bugünkü sebebi Kürtlerin tamamen ekonomik olarak Avrupa’ya bakması ve bu entegrasyonu Türkiye üzerinden sağlama isteğidir. Bu olmasaydı bugünkü sürecin bu kadar hızlı başlamış olması düşünülemezdi.”
İlave edeyim, PKK’nın tasfiye edilmesi tüm Irak petrol ve gazının Avrupa’ya ihracatını kolaylaştırır ve bu durum Merkezi Irak Yönetimi’nin de, kontrolü kaybetmediği sürece ABD’nin de işine gelir.
***
Ancak, söyleşide Mehmet Sepil: ABD ve Maliki’nin Türkiye’nin Kuzey Irak’a yakınlaşmasına ortaklaşa karşı çıkmalarını bence doğru yorumlamıyor. Obama’nın daha az müdahaleci olduğu için İran’a yakın duran Maliki’nin statüsünü korumak istediğini söylüyor ki ben bu tezi ikna edici bulmadım.
Mehmet Sepil bölgedeki ekonomik çıkar oyununun tetiklediği siyasi savaş söz konusu olunca topa girmiyor!
***
Bana göre ABD ile Türkiye’nin Ortadoğu’da müttefik olarak iş birliği yaptığı “beyaz alanlar” olduğu gibi çatıştığı “gri alanlar” da var. Zaten Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD nezdinde “güvenirliği”ni zedelenmesine de bu gri alanlar neden oluyor.
***
Erdoğan Ortadoğu liderliğine (Yeni Osmanlı) oynarken, önemle bölgedeki en büyük rakibi İran’a karşı “mezhep” kartını kullanmak istiyor.
ABD’nin ise mezhepçilik derdi yok. Onun için tek kriter bölgeden dünyaya yapılacak enerji arzını kontrol edebilmek/denetleyebilmektir.
ABD’nin denetimini kabul eden yönetimin dini/ırkı/mezhebi önemli değildir, hatta İran’la ilişkileri bile ikincil öneme haizdir.
Türkiye Hükümeti Suriye’de Esad’a ABD’nin teşviki ile küsmüş, Kuzey Irak ile yine ABD’nin ricası ile barışmıştır. Ancak, saman altından su yürütmeyi de çok sevmektedir. Ahmet Davutoğlu’na göre derin ve stratejik kilit kelime “Sunnilik”tir!
Türkiye, liderlik uğruna, Sunni olan tüm unsurlarla onların meşrebine bakmadan ittifak yapıyor. Bu şablona Katar ve Suudi Arabistan da girer, Suriye’deki Müslüman Kardeşler de girer, terörist El Kaide de, Suriyeli Sunni El-Nusra Cephesi, Fetah el-İslam, Ahrar el-Şeham da haydi haydi girer. Suriye ve Irak’daki Kürtlere de bu gözle bakar.
Ortak hasım ise İran’a meyletmiş tüm Şii (Maliki) ve Nusayri (Esad) unsurlardır!
***
ABD, Türkiye Kuzey Irak ile iyi geçinsin istiyor. Öte yanda kontrolü altındaki Exxon ve Chevron’un Kuzey Irak ile anlaşma yapmasına, hatta belki pazarlık sonucu Rus-Gazprom’un da pay kapmasına ses çıkarmıyor ama bağımsız hareket eden Türk unsurlara gıcık olur!
İşte mesele bu!
(Yurt gazetesinden alınmıştır)