Belki bir münafık olduğum, belki akilli olmadığım için kafam çok karışık. “Barış süreci” hakkında benim tek anladığım bizden istenen:

“Erdoğan’a güven, gerisini merak etme sen!” şiarına iman etmektir!

                                                                           ***

Ama elimde değil. Şunları alt alta yazınca aklım iyice karışıyor:

1) Barış süreci başlayalı neredeyse 2 ay oldu. Konuşmalar dışında PKK tarafından hangi somut adım atıldı? Bir tek örnek istiyorum!

2) Neden PKK’lılar, münafıklar uyanmadan evvel, basında “barış süreci” vaveylası

koparılmadan önce sınırdan sessiz sakin çıkmadılar?

3) PKK’lılar silahlı mı, silahsız mı çekilecek? Cevabı ne zaman öğreneceğiz?

4) Hükümete göre TBMM’den yasa çıkmadan (genel af) çıkacaklar, PKK’ya göre çekilme

yasal düzenleme (en son Bayık konuştu) olmadan olmaz! Kime inanalım? Hükümet TBMM’den neden kaçıyor?

5) Mektup güvercini Sırrı Süreyya bugüne dek kaç adet mektup taşıdı? Ekranların önünde sırıtarak Apo’dan kaç kez selam getirdi? Habire selam gönderen Apo neden bir türlü “son mektubu”nu yazmıyor?

6) Yalaka basın “Apo son mektubu bu hafta yazacak” diye kaç defa yazdı? Apo neden yalaka basını devamlı yalancı çıkartıyor?

7) BDP “başkanlık sistemi” hakkında ne düşünüyor? Somut açıklama neden yok?

8) Time’ın “en etkin 100 insan” listesinde Apo var, Erdoğan yok. Demek ki, Apo “barış süreci”nde Erdoğan’dan daha etkili. Bir başbakan kendi ülkesinin en önemli projesinde hapisteki teröristten daha az etkin olmayı nasıl hazmeder?

9) Çok akilli Tarhan Erdem açıkça “Bize süreci soruyorlar, vallahi biz de bilmiyoruz” dedi. Ben de Erdemli akilliye soruyorum: “Gitmesek de görmesek de barış güzel bir şeydir!”, dışında söylenecek başka sözünüz olmadığına göre neden akillilikte ısrar ediyorsunuz? Siz de süreci akilsiz izleseniz, olmaz mı?

10) Akilli adamların “özgürlük savaşçısı” Apo’nun serbest bırakılmasını istediği (Can Paker), Adalet Bakanı’nın “Son aylarda hiç şehit vermiyoruz” diye övündüğü ortamda TSK resmi sayfasında “Terörle mücadele devam ediyor” diye bildirge yayınladı. Ne iş? Yeni bir terör örgütümüz mü doğdu, yoksa TSK hem kendi tabanına, hem barışa şüphe ile bakan insanlara gaz mı veriyor?

                                                                              ***

11) John Kerry üç kez geldiği İstanbul’da Suriye muhalefetine Kürtlerle (PYD) birlikte çalışmak şartı ile silah yardımını 2 misli artırma sözü verdi. Komşusunda savaşı kışkırtan ülkenin kendi barışı töhmet altına girmez mi?

12) “Barış” geldikten sonra Kandil’i Suriye’ye karşı bizzat biz mi eğiteceğiz, biz mi silahlandıracağız?

13) İsrail bizden Akıncı Hava Üssü ve eğitim tesislerinin kullanımını istemiş. Ayrıca Türk hava sahasının İsrail uçaklarına açılmasını da talep edecekmiş. Karşılığında Ankara’ya gelişmiş füze ve istihbarat teknolojisi sistemi vermeyi teklif edecekmiş. “Barış uğruna” diğer komşumuz İran’ın da mı kuyusunu kazıyoruz?

14) İsrail’den istediğimiz özrün şartlarında üçün birisi “Gazze’den ambargonun kalkması” idi. Ama Erdoğan’ın Gazze’ye gitmesi memnu! ABD açık ve net istemiyor. Bakalım Erdoğan ABD’ye efelenecek mi?

15) “Ortadoğu’nun yeni efendisi Türkiye”nin arabuluculuk teklifini bırakın İsrail, Filistin bile istemiyor. Türkiye ne menem bir barış elçisi? İtibar nerede?

                                                                                ***

Dostum Kadri Gürsel dünkü yazısında şöyle yazıyordu:

“Gelinen noktada Ankara zamanlaması son derece başarılı bir hamleyle PKK’yı Tahran-Şam mihverinden söküp alıyor; süreç iyi yönetilirse bölgede kalıcı olabilecek bir Türk-Kürt ittifakının yolu açılıyor. Bu ittifak, baş aktörünün doğası gereği Sünni/Şii fay hattının Sünni tarafında kurulacak ve Tahran’ın tehdit algılamasına neden olacaktır.” (Milliyet-22.04.2013)

Ben olsaydım cümleyi şöyle kurardım:

“Gelinen noktada ABD, PKK’yı Tahran-Şam mihverinden söküp atmaya çalışıyor. Türk-Kürt ittifakı kurulursa ABD, PKK’yı, Türkiye ve İsrail’in güdümünde, hem Tahran’ın, hem Şam’ın üstüne salacak!”

Barışın getireceği gerçek bir barış mı?

Barışın getireceği bölgesel bir savaş mı?

Aklım çok karışık! 

(Yurt'tan)