Kanser ve kalp hastalıklarında patlama yaşanıyor...
Binlerce insan, hayatta kalabilmek için hastane hastane dolaşıyor...
Sevdiği insanı kaybetmek istemeyen aileler, elindeki herşeyi satmak ve tüm parasını harcamak zorunda kalıyor...
Sağlık uzmanları; kalp ve kanserdeki patlamanın dışında birçok sağlık sorunu yaşandığına dikkat çekiyor, hatta 8-10 yaş arası kız çocuklarının adet görmeye başladığını söylüyor...
Gerçekleri gizleyemeyiz...
Bu ülkenin bir numaralı sorunu kanserdir...
Herkesin bu konuda seferber olması şarttır...
Bir yakınımızın bu bela ile yüzleşmesini beklemeden, hepimiz ayağa kalkmalı ve bir plan, program dahilinde kanserle mücadeleyi başlatmalıyız...
Savaşta tek yumruk olmasını bilen insanlar, kanserle mücadelede aynı duyarlılığı göstermek zorundadır...
Hatta kanserle mücadele; silahlı çatışmalardan daha da önemlidir...
Çünkü; bu kadar hızlı gelişmenin önüne geçilmezse, birkaç yıl sonra kanserde daha büyük patlamaların yaşanacağı ve çok daha fazla can kaybının olacağı uyarısı yapılıyor...
Kim yapıyor bu uyarıyı?..
Sağlık uzmanları ve ziraat mühendisleri...
Sağlık uzmanları, kanserin belli başlı nedenlerini sıralarken elbette sigarayı ön plana çıkarıyorlar...
Ancak, mangalda kebap alışkanlıkları, hava kirliliği, çevrenin pisliği ve sağlıksız gıdalar da kanseri tetikleyen ciddi nedenler arasındadır...
Ziraat Yüksek Mühendisi olan Tarımsal İlaçlama ve Denetleme Kurulu Başkanı Mehmet Altan, sebze ve meyve üretiminde kullanılan suyun ‘içilebilir’ kalitede olması gerektiğini, aksi halde köklerden başlayarak yapraklara kadar ciddi sağlık sorunu yaratabilecek kirliliklerin oluştuğuna dikkat çekiyor...
Marul, kereviz, roka, maydanoz, gollandro, molehiya, pazı, ıspanak gibi sebzelerin tümünde bu tehlike vardır...
Peki biz ne yiyeceğiz?..
Eğer bu sebzelerin tamamı veya bir kısmı ‘içilebilir nitelikte olmayan’ su ile yetiştiriliyorsa, bu toplumun kanserden kurtuluşu yoktur...
Ülkemizin neresinde içilebilir su vardır?..
Bunun haritasını da çıkarmak devletin görevidir...
Birileri artık sorumluluğu üzerine alarak ortaya çıkmalı ve insanımızı aydınlatmalıdır...
“Ey insanlar, ey üreticiler, içilebilir kalitede su sadece şu bölgelerde vardır ve üretim alanları buralara kaydırılmalıdır” diyebilecek, sorumluluk sahibi, vatansever yol göstericileri arıyoruz...
Bu yapılmadığı sürece yediklerimizden endişelenmeye devam edeceğiz...
Kendi kendimizi kandırmayalım...
Tabipler Birliği’nin yapmış olduğu analizlerde birçok bölgede suların çok kirli olduğu ortaya çıktı...
Bırakın içilebilir olmasını, el, ağız yıkamanın da ‘sakıncalı’ olduğu açıklandı...
Öyleyse sonuca gelelim...
Sakıncalı sularla yetiştirilen sebzelerin nasıl sağlıklı olmasını bekleyebiliriz?..
Bu soruya yanıt verebilmek için gıda mühendisi veya sağlık uzmanı olmaya gerek yoktur...
Allah’ın verdiği akıl herkese yol göstericidir...
Hiç kimse tüm gıdaların zararlı olduğunu iddia edemez...
Ancak önemli bir kısmının sorunlu olduğu tartışma kaldırmaz bir gerçektir...
(Kıbrıs'tan)