Malum, Yunanistan’daki ekonomik kriz nedeniyle her şey satılığa çıkarıldı.
Devlet memurlarını ödeyebilmek için elinde ne varsa haraç-mezat satıyor.
Yunanistan’ın adaları meşhurdur.
Zaten Yunanistan neredeyse bir ada devleti olarak tanınır.
Parasızlık yüzünden bu adalar da satılığa çıkarıldı.
İlk talipli Katar Emiri Al Sani olmuş.
Yunanistan’ın İyonya denizi tarafında 8 milyon Euro ödeyerek 3 ada satın almış.
Katar Emiri’nin amacı zeytin ağaçlarıyla kaplı, altın sarısı kumlarıyla ünlü adalarda yazlık ev yaptırıp yaz aylarını adalarda geçirmekmiş.
Ev dediysek öyle mütevazı evler değil.
Her türlü konforun bulunacağı saraylar.
Emir inşaat için bölge belediyesine başvurmuş. Belediye Emir’e 250 metre karelik inşaat izni vermiş.
Emir bu işe çok şaşırmış ve öfkelenmiş belediye başkanından izahat istemiş.
Belediye başkanı “sory bizde yasalar böyle, adalara 250 metre kareden büyük ev yapılamaz” demiş.
Emir küplere binmiş ve şöyle konuşmuş:
“Benim sadece tuvaletim 250 metre kareden büyüktür, böyle rezalet olmaz…”
Bu söz Yunanlıların çok gücüne gitmiş. Ulusal guruları kırılmış.
Gazeteler, Katar Emiri’ne küfreden haberler yayınlıyorlar, Emiri aşağılayan karikatürler basıyorlar.
Ama durum değişmiyor.
Katar Emiri Al Sani tuvaleti en az 250 metrekare, mutfağı bin metrekare olacak şekilde saray inşa etmeye kararlı.
“Parası neyse verdim” diyor başka bir şey demiyor.
***
Bu haberi okuduğumda aklıma eski Yugoslavya ile ilgili anlatılan bir fıkra geldi.
İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler orduları Yugoslavya’yı bir baştan bir başa 2 günde işgal etmişlerdi.
Yugoslavlar büyük bir direniş hazırlığı yapmışlardı ama ordu Hitler’in karşısında çil yavrusu gibi dağılmıştı.
Hitler ordularından bir müfreze dağ köylerinden birisine girmiş, hiçbir direnişle karşılaşmadan okula yerleşmiş.
Köyün muhtarı ve azaları müfreze komutanını ziyarete gitmişler. Hoş-beşten sonra muhtar müfreze komutanına “bu akşam şerefinize bizim evde yemek düzenleyeceğiz, katılırsanız bizi mutlu edersiniz” demiş.
Akşam olmuş muhtarın evde ziyafet başlamış. Yemekler leziz, ortam güzel, Nazi subayı pek mutluymuş.
Bir ara tuvalet ihtiyacı olmuş, muhtarın kulağına söylemiş, muhtar subayı buyur etmiş. Evin arka kapıdan çıkmışlar, bir arazinin içinde yürüyorlar.
Subay muhtara “tuvalet nerede” diye sormuş.
Muhtar “işte burası, istediğiniz yere yapabilirsiniz”
Subay “aman tanrım ne kadar kötü bir organizasyon” diye söylenmiş.
Muhtar cevap vermiş; Sayın subay bizim organizasyonumuz sizden daha iyi olsaydı şu anda ben Berlin’in ortasına sıçıyor olacaktım…
***
Ulusal gurur tek başına bir işe yaramıyor galiba.
Ekonomisi gelişmiş zengin bir ülke ve bunu koruyacak güçlü bir ordu da gerekiyor.
Yoksa geçmişte Nazi subayı şimdilerde de Katar Emiri mutlaka bir aşağılayan çıkar.
Yeter ki kendi hatalarınız sonucu düşmeye göresiniz…
(Havadis'ten)