Çocukluğumda seyrettiğimiz sinema filmlerinden , okuduğumuz tarihi kitaplardan tüm yabancı ülkeleri milletimin düşmanı sandım. Türk olmayanların bizleri arkadan vurduğuna inandım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanlar bana göre kahpe ve gavurdu. Sonra biraz büyüyünce , emperyalist süper dev devletlerin düşmanımız olduğuna hükmettim. Ama ömrümün çok büyük, çok derin, çok keskin ve çok uzun çağlarını geride bıraktıktan sonra farkına vardım ki, milletimin kendisinden başka düşmanı yok. Bizim veya başka bir milletin kendisinden başka düşmanı olması mümkün değil!
Biz sadece birbirimize düşmanız! Ülke içinde siyasi, ideolojik görüşlerinden, fikirlerinden dolayı, biraz sivrilen tiplerin ülkenin sınırları dahilinde böylesine düşmanlık, kin, nefret, intikam duygularını beslemeleri, körüklemeleri akıl alır gibi değil! Sağ elim sol koluma düşman. Sol ayağım sağ bacağıma düşman! Sağ gözüm sol gözümün açığını kolluyor, sol gözüm sağ gözümün kaşını patlatmak üzere! Sağ kulağım sol kulağıma, sol kulağım da sağ kulağıma gürültü yapıyor! Dinimin içinde insanlar sen bu dini yanlış biliyorsun diyerek kafa kopartıyor. Başka dinlerin ayrıca cinayet işlemesine gerek olmadığını o başka din alimleri biliyorlar. Milliyetimin mensupları milliyetimin kökünü kurutmak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Başka milliyetin insanları bize şaşırıyorlar ve ‘’ bari şu milliyetten birkaç kişi kalsa da dünyanın ahengi bozulmasa! Yoksa bu milliyetin nesli tükenecek! Nesli tükenen hayvanları koruma altına aldığımıza göre, nesli tükenmek üzere olan bu milliyetin insanlarını da koruma altına almamız gerekir’’ diye çareler düşünmeye başladılar ve onlar bile merhamete, şefkate geldiler. Ama bizim merhametimiz, şefkatimiz birbirimize sıfırlandı! Baba oğlunu alnından vuruyor! Oğul babayı sırtından hançerliyor! Kadın kocasının çorbasına zehir katıyor! Adam karısını döverek, yerlere yatırıp çiğneyerek kesiyor! Milliyetimin, dinimin her insanı birbirini yok etmeye planlanmış ve programlanmış gibi! Bizim başka düşmanımız asla olmamış meğer ve bundan sonra da olmayacak! Çünkü olmasına gerek yok! Bizim düşmanlığımız bizim kökümüzü kurutmaya ziyadesi ile yeter! Bu kadar hain, bu kadar nankör bir araya gelmiş! Herkes birbirine beddua ediyor ve herkes birbirinin açığını kolluyor! Hak, hukuk, polis, mahkeme hak getire! Kurtlar, kuzular, böcekler, kargalar bile ağlıyorlar ve üzülüyorlar halimize! Kusura bakmayın başka dinlerin, başka milliyetlerin mensupları Allah kulları! Ben sizi bunca senedir düşman sandım! Halbuki düşman siz değilmişsiniz! Siz tam tersine, bizim kendimizi yok etmemize içi cız eden komşularımız, dostlarımız, akrabalarımız gibisiniz. Böyle kafaya böyle şimşir tarak deyip herkes önüne gelenin ensesine vurmaya ve ağzındaki lokmasını kapmaya çalışıyor! Eline yarım gram yetki geçiren önce babasını asmaya, anasını kesmeye çalışıyor! Bizim düşmanımız sadece biziz! Yok kumpasmış, yok üst akılmış, yok paralelmiş….hepsi masal, hepsi hikaye…. Eğer biz birbirimize dost olabilseydik, iki cihan değil, yedi cihan bir araya gelse, bizim bir serçe parmağımıza bile kimse zarar veremezdi! Bu böyle biline ve hiçbir fani boş yere suçlanmaya! Artık düşmanımızı deşifre ettim, artık düşmanımıza bir değil, yüzlerce, binlerce suçüstü yaptım! İstihbarata, ajanlara, derin devlete gerek yok! Düşman içimizde! Yarımız yarımıza düşman! Türk Milletine düşman! Türk bayrağına düşman! Mustafa Kemal Atatürk’e düşman! Düşman nerede? Ensemizin dibinde! Tepemizde! Yanımızda! Sağımızda! Solumuzda! Önümüzde! Arkamızda! İçimizde!
Amerikalı, İngiliz, Ermeni, Yunanlı, Fransız, İtalyan, Rus, Çinli, Alman, Yahudi, Arap bize niye düşmanlık yapsınlar ki! Biz onlara en ufak bir düşmanlık bırakmadık ki! Kendimiz ettik! Kendimiz bulduk! Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur diye ruhumuza kazınmıştı. Ama netice şudur ki, Türk’ün Türk’ten başka düşmanı yoktur! Son söz şudur ; Türk ve Müslüman ve Doğu insanı, ne çekerse aklını işletmemekten çekiyor! Başka ülkeler, başka devletlerin bize Haçlı seferleri düzenlemesine gerek yok! Bizi işgal etmesine de gerek yok! Boşu boşuna buralarda neden askerlerini harcasınlar! Kötülük dağlarını fethetmek, kendimizi helak etmek için biz bize ziyadesi ile yetiyoruz.
Ey Atatürk! Ne büyük insanmışsın, ne büyük Türk’müşsün ki, nasıl başardın bu milleti dostluk ve sevgi ile bir araya getirmeye? Bunu Bilge Kaan kardeşi Kültigin ile ilk başaran Türklerdi. Son başaran Türk sen oldun!