Tabi ki din Allah’ın dinidir. Tabi ki kimse dini tekeli altına alamaz.

 

Tabi ki dinin evrensel mesajlarından olan adalet çizgisi dışına çıkıldığında her türlü eleştiri haktır.

 

Tabi ki kimse inansa bile dinini yaşamıyor diye suçlanamaz.

 

Çünkü hesap sorucu sadece Allah’tır dinimize göre.

 

Lakin son zamanlarda dindarlardan din adına hesap soran ve Allah’a ve dine inanmadığını söyleyen insanlar var.

 

Ancak ideolojik art niyetle, bel altı vurarak veya Kemalist tepeden bakışla dindarları aşağılayarak girişilen eleştiriler samimyetsiz ve sonuçsuz oluyor.

 

Dindarlar bile yanlış yapan bir kişiyi güzelce uyarırken dine inanmayan insanların dindarlara din adına hesap sorması samimiyetsiz kalıyor en azından.

 

Ak Parti Hükümetine kadar dindarları ciddiye bile almayan, bu ülkenin “normal vatandaşı “ olarak bile görmeyen insanlar, Ak Parti’ye olan nefretlerini bu kez din üzerinden dindarları sorgulayarak yapıyor.

 

Seçimle, e-muhtıra ile, parti kapatmayla başarıya ulaşamadıklarını gördükçe, Allah’ın dinini eleştirileri için araçsallaştıranların içine düştüğü bu durum en azından acıklı…

 

İnsanız, dindar da olsak, dine inanmasak da hata yaparız.

 

Hatadan değil günahtan münezzeh insanlar sadece peygamberlerdir.

 

Dindar bir kimsenin üzerinde en büyük uyarıcı Kuran’ı Kerim ve inanan insanların güzelce, yumuşak bir üslupla uyarmasından başka da bir uyarıcı yoktur.

 

Siyaseten yapılan bazı hatalar ya da Ak Parti’yi siyasal rakip gibi değil de düşman olarak gören insanların, kendi ideolojilerine göre uygun görmedikleri her şeyi  “hata” olarak değerlendirmesi ve topyekün dindarların hepsini zan altında bırakmaya hakları yok!

 

Genel bir kuraldır. Hiçbir inancı veya ideolojiyi ona inananların hataları ile değerlendirip mahkum edemezsiniz.

 

Makuldur ki dindar olduğunu söyleyen insanların hataları ya da kötülükleri de asla ve kat’a dine halel getirmez! Siyaseten yapılan bazı yanlışlıklar da asla dine mal edilmez.

 

Hem Türkiye din ile yönetilmiyor zaten. Yöneten insanlar dinlerine saygılı ve milletin değerleriyle barışık insanlar o kadar!

 

Herkes için geçerli olan, uyarma görevini bel altına vurmadan, eleştiri sınırını geçmeden ve hakkaniyet çerçevesinde yapmaktır.

 

Bu kural dindarlar için de kendini dinsiz olarak tanımlayanlar için de geçerlidir…

(platinhaber.com)