Tarih, milletlerin önüne bazen büyük dönüşümler yaşayacağı kırılmalar getirir. Milletin devletiyle barıştığı, istikbal ve istiklalin söz konusu olduğu bu dönemlerde değişime ayak uyduran milletler geleceğe güvenle yürümeyi sürdürür.
Partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi öngören anayasa değişiklik teklifi dün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlandı. Teklifin 330 oyla Genel Kurul'dan geçmesi durumunda büyük ihtimalle Nisan ayında referanduma gideceğiz.
Kabul etmek zorundayız. Türkiye'de adına "parlamenter" sistem, sadece seçilmişlerin üzerinde vesayetlerin kılıcını sallamasını sağlayan bir sistem.
***
Bu ülkede bütün darbelerin hedefinde hep milletin ana damarını oluşturan muhafazakâr sosyoloji oldu. Menderes'ten bu yana bu böyledir. Ve artık siyaseti, atanmış bürokratların dizayn etmesinin önüne geçme zamanı geldi.
15 Temmuz'da bir kez daha gördük ki 15 yıldır iktidarda da olsanız, kendisine "dindar" kılıfı veren bir örgüt, yıllarca darbecilerin metodunu takip ederek onlar gibi bürokrasiyi ele geçirip darbeye yeltenebiliyor.
Bugün artık darbeci vesayetin belini kırmak zorundayız. Bunun yolu da sistem değişikliğidir. Çok başlılığı bitirecek, icrayı hızlandıracak, milletin evlatlarının gerçek anlamda iktidar olmasını sağlayacak bir sistem değişimi.
***
CHP ve HDP'nin geçmişte yaptıkları gibi yine kol kola Meclis'i kilitleyerek 18 maddelik Anayasa değişikliği teklifini geçirtmemek için çalışacakları belli oldu. Her türlü yolu deneyerek gerekirse Meclis'ten çekilerek her zaman yaptıkları gibi "millete" muhalefet edecekler.
Halbuki teklif Meclis'ten geçse bile milletin önüne gelecek. İşte demokrasinin güzelliği de bu değil mi? Millet "Hayır" derse geçmeyecek, "Evet" derse Cumhurbaşkanlığı sistemine geçeceğiz.
***
Asıl Cumhurbaşkanlığı sistemi gelmezse çok ciddi problemler bizi bekliyor. Şimdi olmasa bile ilerde yeni 12 Eylül'ler, yeni 28 Şubatlar, yeni 15 Temmuz'lar, yeni FETÖ'ler, yeni cuntalar bizi bekleyebilir.
Türkiye'nin ana damarını oluşturan muhafazakâr sosyolojinin, lideriyle birlikte endişeye kapılmadan ülkenin ihtiyacı olan Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi gerçekleştireceğine inanıyorum.
***
18 maddelik değişiklikle ilgili yapılan "kuvvetler ayrılığı" eleştirisi FETÖ ile mücadele devam ederken çok anlamlı gelmiyor. Tarihin gördüğü en şeytani örgüte karşı kuvvetler ayrılığını temsil eden yasama, yürütme ve yargıyı artık millet belirleyecek.
Atanmışlar değil, milletin sandıkta seçeceği temsilcileri yasamayı da yürütmeyi de yargıyı da kendi iradesiyle seçmiş olacak.
***
Bazıları Genel Kurul'daki oylamaya bel bağlamış gözüküyor. AK Parti ve MHP'de umulmadık fireler olacakmış ve CHP'nin istediği gibi değişiklik geçmeyecekmiş.
Hiç sanmıyorum. AK Parti'de tek fire olmaz. MHP'de ise zaten kendini deşifre eden 5-6 milletvekilinden hariç firelerin olacağını sanmıyorum.
Bence anayasa değişikliği teklifi Meclis'ten geçecek ve sonrade milletin önüne gelecek.
Millet, 15 Temmuz'da elline aldığı kapağı, referandumda hava almayacak şekilde sıkıştıracak…
(Aktüel'den)