Suriye, son yılların Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’deki problemli hale getirilen ülkelerinden biri. Osmanlı İmparatorluğu döneminde yüzlerce yıl sakin, problemsiz, birbirini yok etmeye çalışmayan toplulukların birlikte yaşadığı bir alan düşünün; bugün Irak denilen topraklardan Fas’a kadar uzanan bir uzun coğrafya. Birinci Dünya savaşından sonra yukarıdaki coğrafya doğal sınırlar olarak ayrılıp, kendisi ile barışık devletler oluşturamadı. Dış güçler ve özellikle Birleşik Krallık tarafından cetvelle çizilen sınırlara hapsedilen insan toplulukları ile oluşturulan devletler, hep sorunlarla boğuşup ayakları üzerinde duramayarak daima müdahelelere açık oldular. Belki de yirminci yüzyılın yöneticileri bu sonucu istiyordu.
İkinci Dünya savaşını takip eden yıllarda bir de komünizm öcüsü ile tanışan dünya 1989 yılında Berlin duvarının yıkılmasıyla nihayet soğuk savaşın sonunu görebildi. Bu durumda gelişmiş ülkelerin yöneticileri, eskiden olduğu gibi, geri kalan ülkeleri yine rahat kontrol etmelerini sağlayacak yeni öcülere ihtiyaç duymaya başladı. Avrupa Birliği kurulunca geriye Güney Amerika, Afrika, Orta Doğu ve Uzak Doğu kaldı. Birincisini Amerika Birleşik Devletleri arka bahçesi olarak görse de fazla sorun yaşanan bir kıta değil veya uzakta olduğu için davul sesleri eski dünyayı fazla rahatsız etmiyor. İkincisi Afrika yani çok taraflı arka bahçe, henüz kendi benliklerini bulamadılar ve iç savaşlar ile durumu idare etmeye çalışıyorlar. Dördüncüsü olan Uzak Doğu, yeni dev Çin Halk Cumhuriyetinin bölgesi sayılmaya başlanıyor, yakında buralarda işlem yapmak Çin’in iznini gerektirebilir. Geriye petrol ve gaz kralı olan Orta Doğu kaldı. Son yıllara kadar Amerika Birleşik Devletlerinin yeni dünya düzeni politikalarına bağlı olarak uygulamaya koyduğu sanılan Büyük Orta Doğu projesi ile yoğrulurken aniden Rusya’nın ve Çin’in sesi duyuldu. 1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra tek kutuplu kalarak dengesi bozulan dünyamız tekrar dengeye gelebilmek için kutup arayışında.
Yakın dönemde Rusya dengeleyici kutup olarak bölgesindeki yerini sağlamlaştıracak gibi sinyaller gönderiyor. Batı dünyası tarafından bir süredir petrol fiyatlarının özellikle baskı altında tutulup Rusya’nın ekonomik kayıplarını çoğaltma isteği varmış gibi bir görüntü oluşsa da, petrol fiyatları sıfır dolara dahi düşürülse Rusya’nın eski arka bahçelerini geri alma düşüncesinden vazgeçebileceği artık ihtimal dışı. Orta dönemde ise Çin neler yapacak denirse de henüz bilinmezlik hakim. Çin’in stratejisini okuyabilen, bu yüzyılın geri kalan yıllarını şimdiden okumuş olacaktır. Diğer sessiz gemi ise Hindistan! Doğru sefer doğru gemi ile yola çıkarsa Güvenlik Konseyine varabilirmi? Bugün güvenlik konseyinin yapısına bakıldığında sorun daha rahat görülüyor. Beş üye var ancak üçbuçuk kuvvet denebilir ayrıca Güneş doğudan yükselir!