ÇANAKKALE ’de muazzam bir savunma yaptık, şehitler verdik ama sonunda Mondros imzalandı, Çanakkale geçildi! Öyleyse Çanakkale o kadar da önemli değil mi? Yarbay Mustafa Kemal’in rolünü de abartıyor muyuz?

Bu görüşler yanlıştır. Çanakkale hem Batı’nın emperyalist yayılma tarihinde hem bizim milli tarihimizde bir kilit noktasıdır.

Birinci Dünya Savaşı sürerken, Ruslar İngiltere’den Doğu (Erzurum-Van) cephesinde Türk ordusunun bir bölümünün Çanakkale’ye gönderilmesi ve Boğazlar’dan geçilerek Rusya’ya silah sevkıyatı yapılmasını istemişlerdir. Plana göre, Doğu cephesinde yükleri hafifleyen Ruslar hem Van’a doğru ilerleyecek, hem açılan Boğazlar’dan alacakları silah ve cephane desteğiyle Avrupa’da Almanlara karşı taarruza geçeceklerdir.

Böylece Dünya Savaşı’nı İngiliz, Fransız, Rus cephesi kazanacaktır.

18 Mart zaferi

Bu plan üzerine İngiliz Savaş Konseyi 8 Ocak 1915’te Çanakkale’ye taarruz kararı aldı, Akdeniz’deki İngiliz ve Fransız donanması Çanakkale önlerine gelerek 19 Şubat’ta Türk mevzilerine 12 zırhlı gemiden ağır bombardımana başladı. En şiddetli çarpışmalar Mart’tan Ağustos sonuna kadar sürecektir.

Çanakkale’de bu ölüm kalım savaşı sürerken, Mart ayında Van’da büyük Ermeni isyanı çıktı, 4 Mayıs’ta Rus ordusu Van’a girdi. Osmanlı’nın tehcir kararı almasının stratejik sebebi bu tablodur.

Mısır’daki İngiliz üssünden takviye alan müttefik donanması 18 Mart’ta 18 zırhlı gemi, ayrıca denizaltı ve muhripler ile ‘büyük hücum’a başladı, tam 6 saat 45 dakika süreyle Çanakkale mevzilerine bomba yağdı. Mehmet Âkif’in resmettiği gibi:

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer

O ne müthiş tipidir, savrulur enkaz-ı beşer

Böyle ölüm kusan 506 topun karşısında Mehmetçiğin 150 toptan yaptığı atışlarla 6 büyük zırhlı gemi battı veya ağır hasar gördü; geri çekildiler.

Çanakkale’deki muharebeler dizisinde ilk büyük zaferimiz budur; deniz zaferidir.

Çanakkale kahramanları

Denizden geçemeyen müttefikler Gelibolu’ya çeşitli yerlerden asker çıkarmaya karar verdi. Kara çarpışmalarının en önemlisi Yarbay Mustafa Kemal kumandasındaki Anafartalar’da yaşandı.

Savaş sürerken Şeyh Esad el’Şakir başkanlığında ulemadan bir heyet moral vermek üzere Çanakakale’ye giderek cepheleri gezdiler. Gezide bulunan Üryanizade Ali Vahid, 1916’da yayınlanan kitabında “Bu grubun kumandanı Mustafa Kemal Bey’e bütün İslamlar ve müttefiklerimiz şükran borçludur”  diye yazmış, Mustafa Kemal’le cephede yaptıkları görüşmeyi anlatmıştır.

Çanakkale’de kumandanlar Yanya kahramanı Esat Paşa, Cevat (Çobanlı) Paşa, Vehip Paşa, Ali Rıza Paşa, Nusret mayın gemisi kumandanı Yüzbaşı Hafız Nazmi, Mukavemet-i Milliye muhribi kumandanı Yüzbaşı Ahmet Bey ve simgeleşen kahramanlar Seyit Onbaşı, Mehmet Çavuş... Boşuna kan ve can vermediler.

Çanakkale geçilseydi?

Çanakkale 1915’te geçilseydi, 1918’in 30 Ekim’inde imzalanan Mondros mütarekesi, hatta daha kötü versiyonu, 1915 baharında gerçekleşecekti! Cihan Harbi’nde henüz yıpranmamış İngiltere ve Fransa ile Bolşevizm tarafından çökertilmemiş Rusya... Lenin’in açıkladığı “Türkiye Hakkında Gizli Paylaşma Adlaşmaları” ile İngiliz Başbakanı Lloyd George’un Türkleri Avrupa’dan ve Boğazlar’dan Anadolu içlerine sürme planları gerçekleşecekti.

Şanlı Çanakkale’nin doğurduğu sonuç, Rusya’nın çökmesi ve Lloyd George’un kafasındaki planı ancak Yunanistan’a havale edebilmesi oldu...

Çanakkale Milli Mücadele’nin de temelini attı. İsmet Paşa’nın dikkat çektiği gibi, 1912’de Balkanlar’da utanç verici bir mağlubiyete uğrayan ordumuz, üç yılda Çanakkale destanını yazabilecek bir ruha ve disipline ulaşmıştı. Bitkin ve ıssız Anadolu’yu Milli Mücadele için yeniden ayağa kaldıran da işte o ruhtur... “Gökten ecdat inerek öpse o pâk alnı değer.”  

Düzeltme: Para hareketlerinin yazılı belgeye bağlanmasını emreden Kuran ayeti, Bakara/282’dir. Sehven 285 yazmışım, düzeltir, özür dilerim.

(Hürriyet)