Yarın yeni bir yıla adım atacağız...
Geride bıraktığımız 2012 yılında, ülkemizde olduğu gibi, dünyanın birçok yerinde önemli olaylar yaşandı...
Özellikle ekonomik kriz, birçoğumuzun yaşam tarzında ciddi değişikliklere yol açtı…
KIBRIS’ın 1 Ocak 2012 tarihli başyazısında ‘çetin bir yıl geçireceğimizi’ belirtmiştik…
Bu görüşümüzde yanılmadığımız gibi, beklentilerimizin de ötesinde ciddi sorunlar yaşadık…
Kıbrıs Türk siyaseti, ilk defa benzeri görülmemiş olaylarla yüzleşti…
İktidar partisi genel başkanlık sorununu dahi kendi iç bünyesinde çözümleyemediği için olayın kahramanları mahkeme koridorlarına taşındı…
Ülkenin Başbakanı ile genel başkanlıkta rakibi, eski Sağlık Bakanı Ahmet Kaşif arasındaki hukuki savaşın sonucu 3 Ocak’ta belli olacak…
Fakat; sonuç ne olursa olsun, sular durulmayacak…
Ahmet Kaşif, ikinci tur seçim için açmış olduğu davayı kazansa bile, Başbakan İrsen Küçük bunu kabul etmeyip, 42 günlük yasal süreyi bekledikten sonra istinafa başvuracak…
Bu arada UBP bugünden itibaren, 3 eski milletvekilini yeniden parti saflarına katacak…
Böylece mevcut 27 milletvekilinin sayısı 30’a yükselecek ve bu durum, ikinci turda ısrar eden Ahmet Kaşif ile bazı arkadaşlarının partiden ihraçlarını gündeme getirecek…
İşte UBP’nin geleceğini belirleyecek sürecin en kritik noktası budur…
Ahmet Kaşif, Zorlu Töre ve Hasan Taçoy’un partiden ihraçlarının gündeme gelmesi halinde, bugüne kadar Kaşif’in yanında yer alan diğer 5 milletvekilinin izleyeceği siyaset, UBP’nin geleceğini de belirleyecek…
“Bizden bu kadar” deyip, Kaşif’ten ayrılmaları durumunda Başbakan Küçük, bu savaşı kazanmış olacak ve UBP tek başına iktidar görevini sürdürmeye devam edecek…
Kaşif’le birlikte yürümeleri durumunda ise, UBP yetkili kurullarının, herhangi bir milletvekili hakkında ihraç kararı alabilmesi kolay olmayacak…
Böylesi bir durumda, UBP’nin önünde iki seçenek kalır…
Ya ikinci tur genel başkanlık seçimi…
Ya da erken seçim kararı…
Parlamentoda 3 milletvekiline sahip TDP ile 2 milletvekili bulunan DP erken seçime hazırdır…
CTP’nin de son zamanlardaki söylemleri erken seçimden yanadır…
Ancak 3 partinin sayısı erken seçim kararı için yeterli değildir…
Bundan sonraki gelişmelere bağlı olarak UBP’den bir kısım milletvekilinin de erken seçime onay vermesi şarttır…
Bunun için de cesarete gerek vardır…
Bir an için erken seçim olmadığını düşünelim…
Parçalanmış bir UBP iktidarını sürdürebilir mi?..
Veya ne kadar sürdürebilir?..
Neticeye gelelim…
2012’nin ilk günü “çetin bir yıl olacak” demiştik…
Gerçekten çok çetin günler geçirdik…
Yarından sonra bizleri daha çetin bir süreç bekliyor…
Siyasette olan bitenleri yakından izlemeli ve her an her şeyin değişebileceği gerçeğini dikkate alarak hareket etmeliyiz…
Önemli olan toplumun birlik ve beraberliğidir…
Güney Kıbrıs’taki seçimlerden hemen sonra Kıbrıs konusunda yeni ve hızlı bir sürece girileceği gerçeğini dikkate alarak bütünlüğü bozmadan, siyasi istikrarı sağlamalıyız…
Aklımızı kullanabilirsek, kuzeydeki siyasi ve ekonomik krizi, güneyden daha önce atlatabiliriz…
Aksi halde bugünleri de çok ararız…
(Kıbrıs gazetesinden alınmıştır)