Bugün sekizinci yıl doldu, o günün üzerinden sekiz yıl geçti. Aslında onu uzun uzadıya anlatmaya gerek yok, ismi gibiydi desek yeter ama dilim döndüğünce birkaç kelam edeceğim merhum Muhsin Reis’in ardından.
Muhsin, işini iyi yapan, iyilik yapan demek. O da öyleydi, işini iyi yapardı ve tek derdi iyi olanı yapmaktı. Gördüğü ezalar cefalar, onu ne yıldırmıştı ne küstürmüştü. İstikamet üzere bir hayat yaşadı, istikamet üzere şehadete yürüdü. Biz buna şahidiz, Cenab-ı Mevla da şehadetini kabul etsin.
Muhsin Yazıcıoğlu bu dünyadan göçtüğünde 19 yaşındaydım, televizyonlardan izledik, sonra izlediklerimizin çoğunun yalan olduğunu öğrendik. Kaza değil kasıtmış, ölüm değil cinayetmiş, rastgele değil hesaplı ve planlı imiş. Hepsi bir bir gün yüzüne çıktı, o günden bu güne değişmeyen ve gerçek kalansa onun gidişine duyduğumuz hüzündür. Bu vatandan çok yiğit çıkar eyvallah da böylesi her zaman çıkmazmış biz onu gördük.
Muhsin Yazıcıoğlu ölçülü bir adamdı, desteğinde ölçülü, muhalefetinde ölçülü, savunusunda ölçülü, itirazında ölçülüydü. Herkesin hürmetini ve sevgisini kazanması da bu ölçülü halinden ötürü Allah’ın bir ihsanıydı belli ki. Bizzat tanımayı isterdim elbette ama bir salonun arka köşesinden dinlemiş olmayı da bahtiyarlık sayardım kendi adıma ama heyhat. Tanıdıkça daha çok sevilen bir adammış onu öğrendim geçen bu sekiz seneden.
Onun katilleri bu sekiz senede boş durmadılar, birçok defa gizliden gizliye bu vatana ve onun evlatlarına kast ettiler. En son 15 Temmuz’da açık açık cinayet işlediler, milletin üzerine bomba yağdırdılar, tankları sürdüler, kurşunlar sıktılar. Bu milletten büyük tokat yediler. Planları akim kaldı, Allah tuzaklarını başlarına geçirdi. Ama uyanmadılar, uyanacak gibi de durmuyorlar. Başlarındaki kanı bozuk öyle bir zehirle efsunlamış ki bunları anlaşılan Münker ve Nekir’in tokmağını başlarına yemeden ayılmayacaklar. Allah böylelerin şerrinden bu milleti muhafaza eylesin.
O herif yine zehirli dilini yuvasından çıkarmış, ihaneti için kullandığı hainlerine seslenmiş, bahar geliyor demiş! Artık hepimiz biliyoruz ‘bahar geliyor’ ne demek! Belli ki boş durmayacaklar, belli ki yeni bir ihanetin peşindeler. Belli ki 15 Temmuz’dan aldıkları dersten uslanmamışlar.
Şimdiki gelişlerinde sahipleri de açıktan destek verecek belli ki. Zaten son günlerde yaşadıklarımız bunun açık ispatı. İstediklerini yapsınlar, istedikleri planları kursunlar, istedikleri güçlüye sığınsınlar onlara bir faydası olmayacak. Öldürebilirler, yakıp yıkabilirler, tahrip edebilirler. Ama iman dolu göğüslerdeki sevginin sahibi olamazlar. Onlar bir Muhsin’i öldürdü, milyonların gönlünde ölmez Muhsinler dirildi. Bunu engelleyemediler, ne yaparlarsa yapsınlar engelleyemeyecekler. Bir Ömer Halisdemir vardı, şimdi milyonlarca inanmış yürekte yaşayan Ömer Halisdemir’ler var ve o hainlerin hiçbir kurşunu onlara işlemez.
Hepimizi öldürebilirler ama dünyadan iman-ı billahı silemezler. Kimse korkmasın, kimse endişeye kapılmasın. Bu memleket, topla tüfekle, uçakla, bombayla yapılan bir saldırıyı bir gecede geri püskürtmüş cesur insanlarla dolu. Yeni bir saldırı olursa ona da gereken karşılık fazlasıyla verilir. Bırakın hainler korksun, o korku da onların sonu olsun.
Bu dünyadan bir Muhsin geçti, geçtiği yeri güzelleştirdi, Allah mekanını cennet etsin. Ama Muhsinlerin davası geçmedi, güçlenerek devam ediyor.
Şu dizelerle bitirmek istiyorum, nitekim Muhsin Yazıcıoğlu’nun davasını ve duruşunu en iyi bu dizeler anlatıyor;
Bir azm, eğer iman dolu bir kalbe girerse,
İnsan da, o imandaki son sırra ererse,
En azgın ölümler ona zincir vuramazlar...
Volkan gibi coşkun akıyor durduramazlar...