Sizin olmayanı kolayca harcamak iş hayatının en tehlikeli durumudur. Buna en güzel örnek bankacılık sektöründen verilebilir. Müşteriler, yani genelde vatandaşlar zaman içerisinde biriktirdikleri tasarruflarını yastık altında tutmak yerine hem değerlendirmek hem de emniyet altında koruyabilmek için güvenilir kurumlar olan bankalara yatırırlar. Bankalar da mevduat denilen bu yatırımları, yasaların belirlediği çerçevede değerlendirip, para kazanmaya çalışırlar. Bu bankaların da özel sektör tarafından kurulduysa patronları, kamu tarafından kurulduysa bağlı oldukları siyasiler vardır. Bu patronların ve siyasilerin doğal hırsları, ihtirasları, beklentileri ve istekleri vardır. Yasalar mevduat sahiplerinin bankalardaki tasarruflarını en üst derecede korumaya çalışsa da, arada sistem hatası olan ve doğal hırslarına yenilen patronlar ve hele kamu bankalarında siyasiler olabilir.
Bu örneği ülke yönetimindeki pek çok noktaya uyarlamak mümkündür. Hele kamuya ait sistemlerde yıllar içerisinde yaşanan erozyon, kayıp ve hırslarına yenik düşüp kamuya ait varlıklara sorumsuzca ve yasalara aldırış etmeden, ben yaparım olur diyerek kullanan veya dağıtarak zarar veren seçilmiş ve atanmışlar. Her seçim döneminde geçmişi unutan seçmen profili ve kamunun yaşadığı zarardan dolayı kimseden hesap sormayan bir yasa sistemi.
Bu olaylar dünyanın herhangi bir bölgesinde, var olan bir ülkede, herhangi bir zaman diliminde görülebilir. Ancak bizim ülkemizde buna benzer olaylar görülüyor mu diye sorulursa cevabı kendiniz vermelisiniz!
Genel olarak dünyada pek çok ülkenin ve özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin özel bankalarında daha az rastlanan yukarıdaki bahsedilen olumsuz durumlar doğal olarak kamu bankalarında ve kamusal hizmetlerde daha çok görülmektedir. Bu örnekler para denilen değişim aracı yerine toprak denilen varlık aracı ile verilirse ortaya ne çıkar dersiniz! Toplumu oluşturan mevduat (toprak) sahiplerinin toplum adına pazarlıkları yapan yetkiliye sağlayacakları destek ve yorumlar pazarlık masasında mutlaka kendisinin elini güçlendiren mahiyette olmalıdır. Zira komşunun yetkilisi hemen her konuda toplumun itirazı var deyip tüm önerileri geri çeviriyor!
Bankacılıkta “ihtiyatlı iyimser olmak” veya “ihtiyatlı kötümser olmak” işte düşündürücü soru.
Böylesine hassas bir konunun sonucunun olumsuz olabileceğini rüyada görmek bile topluma karabasan gibi gelebilir.