Birinci Dünya Savaşı 100 yıl önce bugünlerde başladı. Avusturya veliahdı Arşidük Ferdinand 28 Haziran 1914 günü eşi ile ziyaret ettiği Saraybosna’da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürüldü. Bu olay savaşın görünür nedeni… Bu olayı bahane eden Avusturya-Macaristan İmparatorluğu,bir süre sonra Sırbistan’a savaş ilan etti. 28 Temmuz’da Avusturya-Macaristan Birlikleri Sırbistan’a girdi. Sırbistan’ı destekleyen Rusya da 31 Temmuz 1914 günü genel seferberlik ilan ederek cevap verdi. Almanya ise Rusya’ya verdiği 12 saat süreli seferberliği durdurma konusundaki ültimatoma karşılık alamayınca 1 Ağustos 1914 tarihinde Rusya’ya savaş açtı.

 

* * *

Almanya’nın başını çektiği Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve İtalya’dan oluşan İttifak Devletlerigrubuna karşı İngiltere, Fransa ve Rusya’dan oluşan İtilaf Devletleri savaşa başladı. Savaş sürerken 1917 yılında Rusya’da Bolşevik Devrimi gerçekleşti. Rusya savaştan çekilince 6 Eylül 1917’de yerini ABD aldı. İtalya ise 1915’de saf değiştirip İtilaf Devletleri safına geçti. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından yaklaşık üç ay sonra Osmanlı Devleti, İttifak Devletleri yanında savaşa katıldı. Balkan Savaşları’nın daha yarasını saramayan Osmanlı aslında yeni bir savaşa girmeyi istemiyordu. Hatta Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcında tarafsızlığını ilan etti. Ancak Almanya’nın giderek artan baskıları ve gelişen olaylar karşısında bu tarafsızlığını sürdüremeyip savaşa girdi.

 

* * *

Osmanlılar, savaş öncesi yalnızlıktan kurtulmak için İtilaf devletleriyle bir ittifak yolları aramıştı. Fakat Osmanlı’nın bu talebi karşılık bulmamıştı. Almanya ise Osmanlı Ordusu’nun güçlendirilmesi halinde İtilaf devletlerine karşı açılacak yeni cepheler sayesinde Avrupa’daki işinin daha kolay olacağını düşünüyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nun en güçlü adamı ve Alman hayranı Enver Paşa ile İttihat ve Terakki’nin ileri gelenleri savaşı Almanya’nın kazanacağına inanıyordu. Almanya’nın safında savaşa girilince kaybedilen toprakların geri alınacağını düşünüyorlardı. İtilaf Devletleri’nin savaş öncesi olumsuz tutumu karşısında endişelenen ve diplomatik yalnızlıktan kurtulmak isteyen Osmanlı Devleti de 2 Ağustos 1914 günü Almanya ile gizli bir ittifak antlaşması imzaladı.

 

* * *

 

Osmanlı Devleti’nin savaşa fiilen katılmasını sağlayan olay ise Goeben ve

Breslau adındaki iki Alman savaş gemisinin İngiliz donanmasından kaçarak

Çanakkale Boğazı’na gelmesi ile başladı. Osmanlı hükümeti, bu gemileri Almanya’dan satın aldığını ilan etti ve gemilerin ismini Yavuz ve Midilli olarak değiştirerek kendi donanmasına kattı. Bir süre sonra da Alman

Amirali Souhon Osmanlı donanmasının başına getirildi. Osmanlı donanması 27 Ekim 1914 tarihinde manevra bahanesiyle çıktığı Karadeniz’de Rus deniz üslerini ve limanlarını bombaladı. Böylece yaratılan bir oldubitti ile 16 Kasım 1914’de Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na girdi.

 

* * *

 

Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’nda Makedonya, Galiçya, Romanya, Kafkasya, Kanal, Irak, Hicaz –Yemen, Mısır, Suriye-Filistin ve Çanakkale Cepheleri’nde İtilaf Devletleri’ne karşı savaştı. Bu uzun savaşta kendi imkanlarıyla en uzak cephelerde çarpışan kuvvet Osmanlı Ordularıydı. Dört yıl boyunca Osmanlı Orduları’nda 550 binden fazla asker şehit düştü, 900 bin civarında asker yaralandı.

 

* * *

 

1914 yılında Avrupa’da savaş romantık ve kahramanlık  dolu masalımsı bir rüya olarak görülüyordu. Bando eşliğinde sokaklardan geçip cepheye giden pırıl pırıl uniformalı askerler halk tarafından coşkuyla alkışlanır. Askerler savaşın Noel’de sona ereceğini düşünürler. Rus Maliye Bakanı Kont Sergey Vitte, “Bu savaş büyüyecek, ortada ne tahta ne taç ne de düzen kalacak” diye Rusya’nın bu savaşa girmesini önlemek istediyse de başaramadı. Böyle duygularla başlayıp dört yıl sonra 11 Kasım 1918’de sona eren savaşta tüm ülkelerden savaşlara 65 milyondan fazla asker katıldı. 8,5 milyon asker ölürken, 21 milyon yaralandı. 8 milyona yakın asker kayıp ve esir düştü. Maddi tahribatın ise haddi hesabı yoktu.

 

* * *

 

Başlangıçta tüm savaşları sona erdireceği iddia edilen Birinci Dünya Savaşı, değil savaşları sona erdirmek, İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasına yol açan sebepleri de hazırladı. Savaş sonrası Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ortadan kalktı. Onun yerine Avusturya, Macaristan ve Çekoslovakya adıyla üç devlet kuruldu. Rusya, Alman ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları tarafından paylaşılan Polonya bağımsız bir devlet oldu.  Versay Anlaşması ile Almanya, savaş tazminatı ödemeye mahkum oldu. ABD’nin gücünün arttığı bir yüzyıl başladı. İçine kapanık ABD dünyaya açılmaya başladı. Milletler Cemiyeti kuruldu.

 

* * *

Bu savaştan en fazla etkilenen Osmanlı İmparatorluğu oldu. Tarihçi İlber Ortaylı şöyle diyor;  “Birinci Dünya Savaşı’nı en yoğun biçimde yaşayan, devlet ve millet hayatında en önemli değişikliği geçiren biziz. Hatırlamak ve itiraf etmesek dahi, hala bu uzun savaşın getirdiği kayıpların ve değişikliklerin etkileri ile boğuşuyoruz. Biz bu uzun yıllar süren savaşa 1912’de Balkanlar’da başladık ve 1922’de Mudanya’da tamamladık. Talihimiz veya tarihimiz nedeniyle II. Dünya Savaşı’na katılmadık.  Birinci Dünya Savaşı biz Türkler’in en çok bilmemiz gereken bir dönemdir.”

 

* * *

Birinci Dünya Savaşı  altı asırlık Osmanlı Devleti’nin tasfiyesiyle sonuçlanmıştı. Mondros Mütarekesi’nin mürekkebi soğumadan Sevr’in yolunu açan Anadolu’daki yabancı işgaller Türk Kurtuluş Savaşı’nı doğurdu. Yıkılan imparatorluğun enkazından Atatürk’ün önderliğinden yıllarca süren milli mücadele sonucu bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.