Adam gibi gazetecilik yaparsanız \"basın özgürlüğü nerede?\" çığlıkları da atmazsınız.Hep basın özgürlüğünden bahsediyorsunuz da Ergenekon ve Balyoz davaları aleyhine haberler yapan gazetecileri neden yazmıyorsunuz?
Nasıl ki dış politikanın kendi tekellerinden çıkmasını istemeyen monşerler vardı zamanında. Şimdi de bu geleneği devam ettirmek ve dış basınla ilişkileri “başkasına” kaptırmak istemeyen medya monşerleri var.
Bunların tek görevi, dış basına Hükümet aleyhine haberler yaptırmak ve “Türkiye’de basın özgürlüğü” yok çığlıkları atarak dış dünyayı Türkiye aleyhine etkilemek.
Ve maalesef Ortadoğu özelinden başka dış basınla çok da iyi ilişkileri olmayan muhafazakar medya, bir türlü bu konuda uzmanlaşmayı beceremedi.
Öyle ki bu konuya Hükümetin bir bakanı el atmak zorunda kaldı.
Geçen hafta Egemen Bağış bu konuyu Brüksel Basın Kulübü\'ndeenine boyuna ele aldı.
Bağış’ın Brüksel’de yaptığı konuşmada söyledikleri çok önemliydi. Bağış “Türkiye\'de gazetecilik yaptığı için hiç kimse tutuklanmamıştır. Gazeteciler yasa dışı örgüt üyeliği nedeniyle tutuklanmıştır” açıklaması hem Türkiye hem de dış basında epey ses getirdi.
Bağış “Bırakın benim özel konuşmalarımı, Başbakan’ın yatak odasını bile dinlemişler. Bunların kayıtları bir dergiye yapılan baskında ele geçirildi” sözleri herkesi şok etti. Sorulması gereken şu; “Telefon konuşmalarının bir dergide ne işi var?”
Milat Gazetesi’nden Aslan Değirmenci’nin haberi ve Rotahaber’in yayınladığı belgeler aslında 28 Şubat sürecinde medyanın mevzilendiği konumu ve “basın özgürlüğü” çığırtkanlarının ne demek istediğini daha da iyi anlamamıza neden oldu.
28 Şubat Süreci’nde Piskolojik Harekat Dairesi’nin siyasilere ve Medya’ya “ricası” bu belgelerde net bir şekilde ortaya konuldu.
Siyasiler “rica” ile istifa ettiriliyor, medyaya sipariş haberler gönderilerek “yayınlansın” deniliyor.
O belgelerde daha neler var neler. Eşleri başörtülü olan subayların fişlenmesinden tutun da provokatif protesto gösterileri düzenlemeye kadar.
Medya tabii ki, özgür olmalı ama siz ister misiniz iftira ve yalan dolu manipülatif haberler okumayı? Herkesin hakkı değil mi doğru ve gerçek haberleri okumak?
Adam gibi gazetecilik yaparsanız \"basın özgürlüğü nerede?\" çığlıkları da atmazsınız.
Hep basın özgürlüğünden bahsediyorsunuz da Ergenekon ve Balyoz davaları aleyhine haberler yapan gazetecileri neden yazmıyorsunuz?
Mesela Taraf, Zaman, Yeni Şafak, Star Akit, Sabah ve Milat gibi gazetelerin muhabir ve yazarlarına 4 binin üzerinde dava açıldığını biliyor musunuz?
Yok bilemezsiniz çünkü D tipi medya bunu yazmaz.
Hem yazmaz hem de “yazdığım için soruşturmaya uğradım” diye bas bas bağırır….