Olacağı buydu..                Kolay tutukluluk, uzun tutukluluk bir yerden patlayacaktı..
Urfa’da patladı..
At içeri, sonra icabına bakarız politikasının faciaya neden olacağı belliydi..
At içeri, at içeri derken cezaevleri doldu taştı..
Birkaç ay öncesine kadar doluluk olanı yüzde 106 idi.. Denetimli serbestlik yasası ile 15 bin kişi salıverildi..
Doluluk oranı yüzde 99’a düştü..
Full!..
Hale bakın.. Cezaevlerindeki her üç kişiden biri tutuklu.. Koğuş mu yeter, cezaevi mi yeter..
*
Sakın abarttın demeyin.. Urfa’daki hadiseyi mahkumların hatası olarak görmeyin.. Kavga çıkmış birbirlerini yakmışlar diye düşünmeyin..
Hap kadar koğuşa 18 kişi doldurulursa böyle olur.. 45 derece sıcakta alt alta üst üste yaşanırsa insan kafayı yer..
Manyak olur!..
Bunca kişi vantilatör yüzünden öldü.. Havayı sağa mı üflesin, sola mı üflesin..
Belli ki içerisi cayır cayır yanıyor..
*
Sonra..
Önüne geleni at içeri sonra icabına bakarız anlayışından Başbakan da şikayetçi..  En son çıktığı TV mülakatında o da yakındı.. Önlerine geleni içeri atıyorlar diye dert yandı..
Beş-altı ay bile olmadı.. Adalet Bakanlığı sempozyum düzenledi.. En ünlü, en önemli savcıları hakimleri çağırdı..
Ceza hukuku profesörleri hakimlere, savcılara yaptıkları hataları anlattı..
Söyledikleri şuydu..
İnsanları önce tutukluyorsunuz, sonra delil arıyorsunuz..
Polis fezlekelerini iddianame yapıyorsunuz..
Cezaevleri işte böyle doldu.. Tam kapasiteye böyle ulaştı..
*
Efendim onlar siyasi mahkum değil, kimi hırsız kimi gaspçı, kimi adam yaralamaktan içeride..
İyi de onlar insan değil mi?
*
Gelelim işin bir başka boyutuna.. Bu faciadan sonra ne olacak sorusuna..
Cevabı belli..
Hiçbir şey olmayacak.. 
Adalet Bakanı üstüne alınmayacak, Müsteşar beni ilgilendirmez diyecek.. Ceza ve Tevkif  Evleri Müdürü sorumluluk kabul etmeyecek.. Urfa’nın müdürü yerim yok diyemezdim ya, yerim yok diye mahkumları salamazdım ya diyecek..
13 mahkum yandığıyla kalacak..
350 kişilik cezaevine 1057 kişiyi kimin doldurduğu karambole gidecek..

(Milliyet)