Kıbrıs adası mitolojideki Afrodit’in köpüklerden doğduğu ada. Böyle güzel bir coğrafyada doğduğu için Afrodit çok şanslı imiş. Oysa bugün Adanın kuzeyinde doğanlar Emperyalist yirmi birinci yüzyıl uygulaması olan ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin dayatması ile oluşan ilkel ve insanlık dışı ambargolar ile karşılaşıyorlar. Ancak her geçen gün hedefleri olan Dünya çapındaki bağımsızlıklarına bir adım daha yaklaşıyorlar. Adanın güneyinde doğanlar ise son kırk yılda çok farklı dönemler gördüler. Hele son aylarda durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor. İşsizlik had safhada, gençlerin işsizlik oranı daha da yüksek. AB nin açıkladığı son verilere göre Güney Kıbrıs’ın ekonomisi gelecek yılda yaklaşık %8.5 küçülecek. Ekonominin çökmeye başladığı bu yıl çok sıkıntılı günler geçiren Güney komşularımız, önümüzdeki yıl yaşayacakları ekonomik sıkıntılar ile daha da yoksullaşmaya ve dış ülkelere doğru iş bulma göçlerine başlayacaklar.
Diğer taraftan toplumlararası görüşmelerin başlaması vaktine gelirsek, Ekim ayı herhalde sürecin olgunlaştığı ay olacak. Güney Kıbrıs Rum tarafı zar zor, belki de çekiştirilerek bu görüşme masasına oturacak. Artık uluslararası arenadaki “Ağabeyler” bu konuda kendisine pek müsamaha göstermez oldu. Yaratabilecekleri tüm bahaneler tükendi sayılır. Kıbrıs Türk tarafı ile masaya oturursa ondan sonra kalkmaları çok zor. Dış dünya bu adada ne olduğu ile pek ilgili değil asıl konu 12. Parsel denen bölgede çıkarılacak veya diğer bölgelerdede olduğu tahmin edilen doğal gaz ve petrol yatakları. Bunların hiç bir sorunla karşılaşmadan Avrupa ülkelerine varması gerekiyor. Kimki bu gidişata taş koyacak ihtimal odurki ayağı tekerleğin altında kalıp ezilecek. Bahis konusu miktarlar çok çok büyük, yani Kıbrıs adasında yaşayanların karar verebileceği miktarda değiller. Böyle olunca da “Ağabeyler” kardeşlerine yardımcı olmak için koşarak geldiler. Bundan dolayıdır ki bir an önce kabul edilebilir bir anlaşma olması için çalışan Kıbrıs Türk tarafı ile bu zenginliği tek başına haylaz oğlanlar gibi harcayabileceğini düşünen Kıbrıs Rum tarafı istemese de masaya oturacak. Bunun başka bir izah tarzı yok.
İyimser olalım ve bu ay görüşmeler süratle başladı diyelim. Ne zaman sonuca ulaşılabilir? Rum tarafına bırakılırsa bitmeyen senfoni gibi hiçbir zaman sonucu göremeyiz. Neyse ki bu sefer konu Rum tarafına kalmayacak “Ağabeyler” sonuca ulaştırmak için yardımcı olacaklar. Peki bu iş bizim için çok olumlu sonuçlanacak mı? İşte bu sorunun cevabı çok sıkıntılı. 50 yıldır süren problemin çözümüne ulaşıldığında sevinen mutlu taraf olabilmek çok önemli. Zira bu problemi çözenler Nobel Barış Ödülünü cebinde sayabilir. Karşılıklı iyiniyet, zor da olsa karşılıklı güven ve iki tarafında ev sahibi olarak bu adada yaşayacağı gerçeğini kabul etmek belki de zorlukların kolay aşılmasına yardımcı olacaktır. Temennimiz bu aşamada Birleşmiş Milletlerden teşvik edici ve cesaretlendirici seslerin gelmesidir. Bildiğiniz gibi Gün doğmadan neler doğar.