Olumlu, olumsuz \"Adından en çok söz ettiren Genelkurmay Başkanı kim?\" diye sorsam ne cevap verirsiniz? İlker Başbuğ mu?

İki yıllık görev süresince çok konuştu çünkü. Normal perdeden konuşsa böylesine hatırlanmayabilirdi. Yerli yersiz sesini yükseltti, hançeresini yırtarcasına bağırdı, parmağını sallayarak azarladı.

Toplumu kışladaki asker gibi gördü, hizaya sokmaya çalıştı. Sonu dramatik oldu. Demokrasiye müdahale planları yaptığı için hâkim karşısına çıktı. Birkaç gün önce iddianamesi hazırlandı, mahkemeye sunuldu. Silivri\'de tek kişilik koğuşta... Bir başına. İstenen ceza \'ağırlaştırılmış müebbet\'. Atatürk\'ün yaşadığı olayları konu alan kitap hazırlığı yapıyormuş.

İlker Başbuğ\'un akla gelen ilk isimlerden biri olması doğal. Ama doğru cevap \'Yaşar Büyükanıt\'... Hiçbir Genelkurmay başkanı onun kadar tartışılmadı, onun kadar konuşulmadı. Onun gelişi AK Parti ile sandıkta yarışamayanlar için büyük bir umuttu, hayal kırıklığı oldu. 27 Nisan\'ı o gazla yazdı.

Gün geçmiyor ki Yaşar Büyükanıt\'ın adından söz edilmesin. Arabası bile dile düştü. Çok eskilere gitmeye gerek yok. Özel hayatıyla ilgili kimi bilgiler Genelkurmay Başkanlığı\'na doğru yürürken saçıldı ortalığa... O zaman yanlış adreslere yönelenler oldu. Ancak faillerin izine Ergenekon operasyonlarında rastlandı. Şener Eruygur ve Hurşit Tolon\'un evinde çıkan belgeler Büyükanıt\'ın yakın takibe alındığını gösterdi.

Şemdinli olayı da hatırlanabilir. O dönem hukukun değil, rütbelerinin gücüyle dosyayı kapatmak için her şeyi yaptı, savcıyı meslekten attırdı. Ancak Şemdinli, peşini hiç bırakmadı. Sürekli karşısına çıktı.

\'Dolmabahçe görüşmesi\' gündemden düşecek gibi değil. Son zamanların en esrarengiz buluşması... 27 Nisan muhtırasından bir hafta sonra Başbakan Erdoğan\'ın daveti üzerine gerçekleşen \'iki saatlik görüşme\' üzerine yazılan senaryolar akla ziyan. Görüşme normal zamanda yapılsaydı bu kadar merak edilmezdi.

Olağanüstü günlerdi. 27 Nisan muhtırası siyasetin havasını belirsizliğe sürüklemişti. Ankara sisler içindeydi. Anayasa Mahkemesi muhtıranın gölgesinde \'367 kararını\' verdi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri çıkmaza girdi... O görüşmenin merak edilmesi, orasından burasından kurcalanması doğal.

Devlet işlerinde Başbakan Erdoğan\'ın ne denli ketum olduğu malum... Yaşar Büyükanıt da farklı değil. Ne konuştuklarını ne kamuoyu ne de çevreleriyle paylaşmış değiller. Hal böyle olunca tahminler yürütülüyor, \'olsa olsa senaryoları\' yazılıyor.

Başbakan Erdoğan\'ın ortaya bir dosya koyduğu, en çok alıcı bulan iddialardan... Her defasında bu iddialar yalanlandı. Başbakanlık önceki gün de \'dosya iddialarının gerçeği yansıtmadığını\' tekrar açıklamak zorunda kaldı. Tartışma kapandı. Ama şimdilik. Dosya iddiası bana da gerçekçi gelmiyor. Başbakan Erdoğan\'ın ne devlet yönetiminde ne de siyasette böyle bir üslubu yok.

Yaşar Büyükanıt\'la ilgili son iddia Wikileaks\'ten... Büyükanıt\'la ilgili özel hayata dair kimi iddialar ABD Büyükelçiliği\'nin siyasi işlerden sorumlu müsteşarı Daniel O\'Grady\'nin Washington\'a geçtiği kriptolara yansımış. Bu haber dün gazetelerin birinci sayfalarındaydı. Büyükanıt\'tan bir ses çıkmadı.

DSP lideri Masum Türker\'in, Büyükanıt\'la ilgili dile getirdiği bir başka iddia ise gözlerden kaçtı. Türker, \"Büyükanıt\'ı ihbar ediyorum. İsmail Cem ve Kemal Derviş\'le DSP\'nin bölünmesi toplantısı yaptı mı yapmadı mı?\" dedi. Bülent Ecevit\'in partinin başından uzaklaştırılması için bazı generallerin devreye girdiği sır değil. Türker\'in doğrudan Büyükanıt\'ı işaret etmesi ilginç.

27 Nisan muhtırasının yargı safhası var daha, süreç başlamak üzere. Anlayacağınız Yaşar Büyükanıt isminden daha çok söz edeceğiz.